Nahl Suresi 114. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Nahl Suresi 114. ayeti ne anlatıyor? Nahl Suresi 114. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nahl Suresi 114. Ayetinin Arapçası:

فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

Nahl Suresi 114. Ayetinin Meali (Anlamı):

Öyleyse, Allah’ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk yapıyorsanız O’nun nimetlerine şükredin.

Nahl Suresi 114. Ayetinin Tefsiri:

İnsanın dünya hayatını devam ettirebilmesi için elbette yemeğe ve içmeğe ihtiyacı vardır. Bunu helâl yollardan karşılamalı ve ölçülü kullanmalıdır. Yiyip içmekten maksat ise hayvanlar gibi şuursuzca yaşamak değil, bu nimetleri bahşeden Allah’a şükretmektir. O’nun sevdiği bir kul olmaya çalışmaktır. (bk. Bakara 2/172) Bunun yolu, bedenin ihtiyaç duyduğu maddi gıdaların ötesinde, ruhun ihtiyaç duyduğu manevî gıdaları almaya özen göstermektir. Bu sebeple Hz. Mevlânâ, bu âyetin bir işareti sayılacak şekilde şöyle demektedir:

“Çocuğun gözü, eşek gibi maddî yiyeceklerde, dünyaya ait isteklerde­dir. Akıllı kişilerin gözleri ise âhiret işlerinde, son hesaplardadır. O çocuk gibi gâfil olan kişi, ahırdaki otu lezzetli bulur, yâni dünya nimetlerinden hoşlanır, onların zevkine varır. Olgun kişi ise ahırdaki hay­vanların kasap eliyle kesileceğini, yâni çeşitli gıdalarla beslenen beden­lerin sonunda mezarlarda çürüyeceğini düşünür. Bir adı da اَلْمُم۪يتُ (Mümît) “Öldüren” olan Cenâb-ı Hakk’ın bize verdiği çeşitli yiyecekler, aslında acıdır. Maksat bizi beslemektir. Sanki o, bizim etimizi tartmak için bir terazi koymuştur. Sen, Hakk’ın verdiği mânen öldürücü olan nimetlerini yeme de  اَلْمُحْي۪ي(Muhyî) “diriltici” olan hikmet otunu otla. Çünkü Allah o otu, karşılığında sen­den bir şey beklemeden, sadece bir bağış olarak sana lutfetmektedir.

Ey gâfil kişi! Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân’da, «Allah’ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin» (Nahl 16/114) diye buyurduğu rızkı, sen «hikmet» sanmadın da «ekmek» sandın. Allah’ın verdiği rızk; mertebesine, anlayış ve seziş kabiliyetine göre, hikmet ve mârifettir. O yiyenin sonunda boğazında durmaz, seni öl­dürmez. Bu bedene ait olan ağzı kaparsan, sende mânevî ve rûhanî bir ağız açı­lır da, o ağızla ilâhî sırlar ve mârifetler lokmalarını yersin. Eğer sen şu beden şeytanının sütünden kesilirsen, Hakk’ın mânevî sofrasına oturursun da, nice akıl almaz nimetler yersin.” (Mevlânâ, Mesnevî, 3741-3748. beyitler)

İşin manevî yönü böyle olmakla beraber şeriat planında hangi etlerin haram kılındığını ve zaruret halinde tanınan ruhsatları bildirmek üzere şöyle buyruluyor:

Nahl Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nahl Suresi 114. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...