Nahl Suresi 59. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Nahl Suresi 59. ayeti ne anlatıyor? Nahl Suresi 59. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nahl Suresi 59. Ayetinin Arapçası:

يَتَوَارٰى مِنَ الْقَوْمِ مِنْ سُٓوءِ مَا بُشِّرَ بِه۪ۜ اَيُمْسِكُهُ عَلٰى هُونٍ اَمْ يَدُسُّهُ فِي التُّرَابِۜ اَلَا سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ

Nahl Suresi 59. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kendisine verilen müjdenin güya kötülüğü yüzünden halktan gizlenir, köşe bucak kaçar. Şimdi ne yapsın: Böyle alçaltıcı bir duruma rağmen o bîçareyi yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Şuna bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!

Nahl Suresi 59. Ayetinin Tefsiri:

Bir kısım Arap kabileleri meleklerin Allah’ın kızları olduğunu söylerdi. Kur’ân-ı Kerîm, zaman zaman onların bu yanlış düşüncelerine temas eder ve böyle bir şeyin asla mümkün olamayacağını, Allah Teâlâ’nın bu tür noksanlıklardan sonsuz derecede temiz ve yüce olduğunu beyân eder. (bk. Saffât 37/149-153; Zuhruf 43/19)

Diğer taraftan cahiliye Arapları kız çocukla erkek çocuk arasında ayırıp yaparlardı. Erkek çocukları beğenip onları kendi öz evlatları sayarlarken, kız çocuklarından hoşlanmaz, onları kötü görür ve başlarından atarcasına onları Allah’a nispet ederlerdi. Erkek çocukları olduğu zaman sevinir, göğüslerini gere gere dolaşır; kız çocukları doğduğu zaman ise nereye kaçıp gizleneceklerini bilemez, üzülür, öfkelenir, yüzleri simsiyah kesilir ve ne yapacaklarını şaşırırlardı. Böyle alçaltıcı bir duruma katlanmakla, o kız çocuğunu toprağa gömmek arasında kararsız kalır, bocalayıp dururlardı. (bk. İsrâ 17/31; Tekvîr 81/8-9)

Onların kız çocuğu istememelerinin iki mühim sebebi vardı:

  Maişet darlığı, geçim sıkıntısı,

  Namus meselesi. Çünkü Araplar arasında ardı arkası kesilmeyen savaşlar olur, savaşlarda kadınlar kızlar esir alınır, cariye olarak alınıp satılırlardı. Bu durum, namusuna çok düşkün olan bir Arap için son derece onur kırıcıydı.

İslâm, bu cahiliye âdetini kaldırıp erkekle kız çocuğu eşit seviyede tutmuş, hatta kız çocuklarının yetiştirilmesine ayrı bir önem vermiştir. Hz. Aişe şöyle anlatıyor:

“Bera­berinde iki kız çocuğu bulunan bir kadın yanıma geldi. Benden bir şeyler is­tedi. Yanımda bir tek hurmadan başka bir şey yoktu. Ona bu hurmayı verdim. O kadın da hurmayı alarak iki kız çocuğu arasında paylaştırdı, kendisi de ondan hiçbir şey yemedi. Sonra kızları ile birlikte çı­kıp gitti. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) yanıma girince ona kadının durumunu anlattım. Efendimiz şöyle buyurdu: «Her kim bir ve daha fazla kız çocuğuyla imtihan olunur da onlara iyilikte bulunursa o kız çocukları onun için cehennem ateşine karşı bir perde teşkil eder.»” (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Birr 147)

Hadis-i şerifte kız çocuk­larının bir imtihan vesilesi olduğuna işaret edilmekte; onlara karşı sabırla hareket edip iyilikte bulunmanın ve gü­zel davranmanın, ateşten koruyucu bir kalkan olduğu haber verilmektedir.

Resûlullah (s.a.s.): “Her kim büluğ çağına erişinceye kadar iki kız çocuğuna bakacak olur­sa kıyamet gününde benimle şu halde olur” buyurarak parmaklarını birbi­rine bitiştirmiştir. (Müslim, Birr 148)

İşte İslâm, bunun gibi olumlu ve yapıcı telkinlerle kız çocuklarıyla ilgili cahiliye toplumunda oluşan yanlış düşünce ve adetleri ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Ama yine de bâtıl inançlarında inatla devam edenler vardır. Asıl sebep âhirete imanın olmayışıdır:

Nahl Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nahl Suresi 59. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...