Nahl Suresinin 18. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nahl suresinin 18. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın nimetlerinin sayısız olduğunu bildiren âyet; Nahl suresinin 18. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Kur’an’da şöyle buyrulur:

وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ اللّٰهَ لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ

Allah’ın nimetini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız. Allah gerçekten bağışlayıcıdır, merhametlidir. (Nahl, 16/18)

NİMETLERİN KIYMETİNİ BİLMEK

Bilgi:

Allah, dünyayı insanın emrine vermiş ve yeryüzündeki bütün nimetleri ayağımıza sermiştir. Biz, kullar olarak bu nimetlerin şükrünü ifa etmekten aciziz. Nimet deyince aklımıza sadece maddî nimetler gelmemeli; Allah’ın bizi meleklerle koruması, bize merhamet etmesi, azabını hemen göndermeyip ertelemesi, af ve tövbe kapısını kıyamete kadar açık tutması gibi manevî nimetler de vardır. Biz bu nimetlerin şükrünü hakkıyla eda edemesek bile Allah’a eksiksiz şükretme arzusu ve niyetini taşırsak –inşallah- Rabbimiz, niyetimize göre muamele eder ve bunun da ecrini ihsan eder.

Mesaj:

  1. Allah, nimetlerin şükrünü hakkıyla eda edemeyeceğimiz için bize rahmetiyle ve mağfiretiyle muamele edeceğini bildirmektedir.
  2. Allah’ın nimetleri üzerinde çok tefekkür etmeliyiz. Dünya hayatında faydalandığımız her nimetin Allah’tan bize bir ikram olduğunu unutmamalıyız.

Kelime Dağarcığı:

Gafûr: Çok bağışlayan.

Rahîm: Çok merhametli ve şefkatli olan.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Yaratan, yaratamayan gibi olur mu hiç? Hâlâ düşünüp ders ve öğüt almayacak mısınız?
  2. Allah’ın verdiği nimetleri tek tek saymak isteseniz, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Fakat Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
  3. Allah, sizin gizlice yaptıklarınızı da bilir, açıkça yaptıklarınızı da.

Bütün bu nimetleri yaratan, ikram eden Allah, hiçbir şey yaratmayan putlarla bir tutulur mu hiç? Üstelik O’nun nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. Fakat Allah bu nimetleri iş olsun, oyun ve eğlence olsun diye değil, imtihan maksadıyla vermiştir. O, bizim gizli ve açık bütün halimizi bilmektedir. Verdiği nimetlere şükür veya nankörlüğümüze göre bize muamele edecektir.

O halde doğru inanç ve amel sisteminin alınacağı merci, Allah Teâlâ’dır.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN VERDİĞİ NİMETLERİN KIYMETİNİ NEDEN BİLMİYORUZ?

Allah’ın Verdiği Nimetlerin Kıymetini Neden Bilmiyoruz?

ŞÜKÜR NEDİR, NASIL ŞÜKREDİLİR?

Şükür Nedir, Nasıl Şükredilir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.