Nahl Suresinin 61. Ayeti Ne Anlatıyor?
Nahl suresinin 61. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın herkese bir mühlet verdiğini bildiren âyet; Nahl suresinin 61. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Kur’an’da şöyle buyrulur:
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّٰهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَٓابَّةٍ وَلٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۚ فَاِذَا جَٓاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ
Eğer Allah insanları haksızlıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onlara belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar mühlet tanıyor. Ama süreleri dolduğunda onu bir an bile ne erteleyebilirler ne de öne alabilirler. (Nahl, 16/61)
ALLAH İHMAL ETMEZ, İMHÂL EDER
Bilgi:
Allah Teâla, inkârcılar ve zalimler de dâhil olmak üzere çeşitli insan topluluklarını kötülükleri sebebiyle hemen cezalandırmayıp adaleti, merhameti ve keremiyle, belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar onlara mühlet tanır. Ancak zulmeden insan, kendisine hemen ceza verilmemesine aldanır, eceli gelinceye kadar zulmünde ısrar eder ve en sonunda eceli ansızın onu yakalar. İşte Allah, bize bu gerçeği haber vererek nefsine zulmeden kullarını uyarmaktadır.
Mesaj:
- Allah’ın belli bir süreye kadar mühlet tanıyıp günahkârlara azap etmemesi bizi aldatmamalıdır.
- İnsanın eceli geldiği vakit, onu ertelemek mümkün değildir.
Kelime Dağarcığı:
Ecel: Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi ve bu sürenin sonu olan ölüm vakti.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Eğer Allah insanları zulümleri sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yerin üzerinde kıpırdayan hiçbir canlı varlık bırakmaz hepsini yok ederdi; fakat onları belli bir süreye kadar ertelemektedir. Süreleri dolduğu zaman artık onu ne bir an geciktirebilirler, ne de bir an öne alabilirler.
Önceki âyetlerde anlatılan fiil ve davranışların her biri Allah’a karşı isyan ve haksızlıktır. Bunları yapanlar cezayı hak ederler. Fakat Allah, yanlışlarından dönüp Rablerine yönelmeleri için onlara süre tanımakta, hemen helak etmemektedir. Tanınan bu süre içinde haksızlıktan ve başkaldırmaktan vazgeçmezlerse mutlaka Allah’ın cezasına uğrayacaklardır.
Eğer Allah zulümleri sebebiyle insanları dünyada hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Demek zulüm, dehşetli felaketlere sebep olacak büyük bir günahtır. Mesela insanları cezalandırmak için verilen deprem, yangın, sel gibi afetlerde diğer canlılar da zarar görmekte, hepsi birden telef olmaktadır. İbn Mesud (r.a.) bu âyet-i kerîmeyi okuyarak şöyle demiştir: “Allah diğer yaratıkalrı günahkârların günahları sebebiyle sorgulayacak olsa, azap, yuvalarındaki kara böcekler dâhil olmak üzere bütün varlıkları kapsar. Gökten yağmur yağdırmaz, yerden bitki bitirmez, bunun sonucunda da bütün canlılar ölür giderdi. Fakat yüce Allah affetmekte ve lutufla muamele etmektedir. Nitekim bir başka âyet-i kerîmede: « Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor» (Şûra 41/30) buyrulmaktadır.” (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XIV, 166; Kurtubî, el-Câmi‘, X, 120)
Azaba uğrayanlar arasında zulme sapmamış müminler de bulunduğu halde yüce Allah nasıl olur da herkesi helak eder, diye bir sual sorulabilir. Bu suale şöyle cevap vermek mümkündür: Allah zalimi intikam alıp cezalandırmak üzere helak eder; müminin helâkına karşılık ise ona âhirette sevap ve mükâfat verir. Nitekim böyle bir soru üzerine Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Allah bir kavme azap etmeyi murad edecek olursa, azap aralarında bulunan iyi, kötü herkese isabet eder, sonra da herkes niyetine göre diriltilir.” (Buhârî, Fiten 19; Müslim, Cennet 84)
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com