Nakîbül Eşrâf Ne Demek?
Nakîbü’l Eşrâf nedir? Osmanlı ve Anadolu dervişinin Ehl-i Beyt’e muhabbeti.
Osmanlı ve Anadolu dervişinin Rasûlullah Efendimiz’e muhabbetinin en güzel yansımalarından biri Ehl-i Beyt muhabbeti idi.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
“Allâh’ı, nimetleriyle perverde kıldığı için sevin. Beni de Allâh’ı sevdiğiniz için sevin. Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniz için sevin!” (Tirmizî, Menâkıb, 31/3789)
NAKÎBÜL EŞRÂF NEDİR?
Ecdâdımız de, Ehl-i Beyt’e hizmeti kıymetli bir vazife saymış ve bunun için resmî bir makam ihdâs etmişlerdir. Osmanlı’da, Ehl-i Beyt’in işleriyle meşgul olan bu resmî vazifelilere Nakîbü’l Eşrâf denilmiştir.
Nakîbü’l Eşrâf; Peygamber Efendimiz’in neslinden seçilir ve ehl-i beytin her türlü işlerine bakar; neseplerini kaydeder, doğumlarını ve vefatlarını deftere geçirir, onların gelişigüzel mesleklere girmelerine mâni olur, ganîmetlerden kendilerine ait hisseleri alıp aralarında dağıtır, hanımların denkleri olmayan erkeklerle evlenmelerine müsaade etmezdi.
Nakîbü’l Eşrâf; Peygamber evlâdının umûmî bir vasîsi hükmünde olup, gördüğü vazifenin şerefinden dolayı, en yüksek makamlardan birini teşkil eder ve halîfeden sonra merasimlerde ikinci sırada yer alırdı.
Padişah tahta geçeceği zaman; önce Nakîbü’l Eşrâf bey‘at edip duâ eder, sonra diğer zevât bey‘atte bulunurdu. Bayram tebriklerinde de öncelik Nakîbü’l Eşrâf’a aitti. Her iki tebrikte de padişah, Nakîbü’l Eşrâf için ayağa kalkardı.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Anadolu Dervişinin Gönül Dünyası, Yüzakı Yayıncılık