Namaz ile İlgili Vesveseler

Namazla ilgili olarak şeytanın telkin ettiği vesveseler nelerdir? Bunlardan kendimizi nasıl muhafaza ederiz? Prof. Dr. Ömer Çelik anlatıyor.

İnsanın vesveseye maruz kaldığı durumlardan birisi de namazdır. Namazla ilgili olarak şeytanın telkin ettiği vesveseler; namazda şaşırma, kabul olmaz endişesiyle defalarca tekrar kılma, namazın sıhhatine zarar

vermeyecek küçük hataları büyütme gibi çeşitli şekillerde neticelenebilir. Şeytanın namaz içerisinde insana verdiği telkinlerinden korunmak için bazı tedbirler alınabilir. Bunlar, aynı zamanda namazda huşûun temini açısından gerekli önlemlerdir. Peygamber Efendimiz, namazda huşûun sağlanması konusunda öncelikle namaza duran kimsenin dünyevî kaygılardan zihnini arındırmasını1 ve kılınan namazların, dış dünyadan alâkayı tamamen kestiren bir namaz gibi kılınmasını tavsiye etmiş,2 namazdaki huşûu bozacağı düşüncesiyle resim gibi dikkati dağıtabilecek şeylere karşı namaz kılınmasını,3 sofra kurulmuş iken aç karınla,4 tuvalete gitme ihtiyacı var iken,5 uykulu bir vaziyette namaza durulmasını6 ve namazda esnenmesini7 hoş karşılamamıştır. Ayrıca namaz kılanın dikkatinin dağılmaması için önünden geçilmemesini,8 namaz kılanın da önüne bir engel (sütre) koymasını istemiştir.9 Yine mescide giderken vakarlı, rahat bir şekilde ve zamanında gidilmesi, aceleci davranılmaması da namazdaki huşûu sağlamak için alınan tedbirlerdir.10

Namazdaki vesveselere karşı alınabilecek diğer bir önlem de namazları mümkün olduğunca cemaatle kılmaktır. Nitekim Peygamber Efendimizin, “Köy veya kır (her nerede olursa olsun) üç kişi bir araya gelir de namaz kılmazlarsa şeytan onları alt eder. Aman sen cemaate devam et, çünkü sürüden ayrılanı kurt kapar!” 11 sözleri, cemaatten ayrılan kimsenin şeytanın telkinlerine daha çok maruz kalacağını göstermektedir.

Şeytanın namazda insana musallat olup onu şaşırtması, insana verdiği vesveselerin bir sonucudur. Şeytanın namaz kılan kimseleri akıllarına çeşitli dünyalık düşünceler getirmek suretiyle yanıltması hadisesini Hz. Peygamber (sav) şu sözleri ile anlatmıştır: “Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan, ezanı duymamak için arkasını dönüp ses çıkara çıkara süratle uzaklaşır. Ezan bitince geri döner gelir. Kâmet okunmaya başlanınca tekrar kaçar; kâmet bitince döner. İnsanın kafasına girip ona aklında olmayan şeyleri hatırlatır ve insan kaç rekât kıldığını bilmez hâle gelir. 12 Allah Resûlü yalnızca şeytanın insanı ne şekilde şaşırttığını anlatmakla kalmaz; bu durum karşısında şeytanın vesvesesine mâruz kalan kimsenin ne yapması gerektiğini de açıklar: “Şüphesiz şeytan âdemoğlu ile kalbi arasına girer ve kişi kaç rekât kıldığını bilemez. İşte, kaç rekât; üç mü, yoksa dört mü kıldığını hatırlayamayan kimse (tahiyyâta) oturduğunda iki defa secde etsin.” 13 Bu secdeler, eğer namaz eksik kalmışsa namazın tamamlanmasını sağlar. Tam kılınmışsa şeytan telkinleri ile amacına ulaşamadığı için öfkesinden çatlayacak hâle gelir.14

Dipnotlar:

1 İbn Hacer, Fethu’l-bârî, II, 160.

2 İbn Mâce, Zühd, 15

3 Buhârî, Libâs, 93.

4 Müslim, Mesâcid, 64, Müslim, Mesâcid, 66.

5 Ebû Dâvûd, Tahâret, 43.

6 Buhârî, Vudû’, 53

7 Ebû Dâvûd, Edeb, 89.

8 Buhârî, Salât, 101.

9 Nesâî, Tahâret, 103

10 Buhârî, Cum’a, 18

11 Ebû Dâvûd, Salât, 46

12 Buhârî, Ezân, 4

13 Buhârî, Sehiv, 6

14 Ebû Dâvûd, Salât, 190, 191.

Kaynak: Diyanet, Hadislerle İslam 3. Cilt

İslam ve İhsan

VESVESE İLE İLGİLİ HADİSLER | HADİSLERLE İSLAM

Vesvese İle İlgili Hadisler | Hadislerle İslam

NAMAZDA VESVESE NAMAZI BOZAR MI?

Namazda Vesvese Namazı Bozar mı?

AKLA GELEN VESVESELERDEN NASIL KURTULURUM?

Akla Gelen Vesveselerden Nasıl Kurtulurum?

VESVESEDEN KORUNMANIN YOLLARI

Vesveseden Korunmanın Yolları

VESVESEDEN KURTULMAK İÇİN DUA

Vesveseden Kurtulmak İçin Dua

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.