Namaz Kılındıktan Sonra Okunan Tesbih ve Dualar

Namaz tesbihatı nasıl yapılır? Namaz kılındıktan sonra hangi tesbih ve dualar okunur? Namaz kılındıktan sonra okunan tesbih ve dualar...

Namaz kılındıktan sonra şu tesbih ve dualar okunur:

NAMAZ KILINDIKTAN SONRA OKUNAN TESBİH VE DUALAR

Farz namazlar kılındıktan sonra:

“Allâhümme ente’s-selâmü ve minke’s-selâm, tebârekte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm” denilir. “Allahım! Sen her türlü noksanlıklardan berisin. Selamet ancak sendendir. Ey ululuk ve ikram sahibi!”

Farzdan sonra sünnet namazı yoksa (sabah ve ikindi namazları gibi):

“Allâhümme Salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed” “Allahım! Efendimiz Hz. Muhammed’in şeref ve mertebesini yücelt.” diyerek peygamberimize salât ve selam getirilir. Farzdan sonra sünnet namazı varsa, (öğle, akşam ve yatsı namazları gibi) salât ve selam, sünnet kılındıktan sonra getirilir.

Salat ve selamdan sonra:

“Sübhânellâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illellâhü ve’l-lâhü ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” “Şanı yüce Allah’ı tesbih ve tenzih ederim. O bütün noksanlıklardan uzaktır. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah en büyüktür. Emirlerine uymak, yasaklardan sakınmak için gereken güç ve kuvvet ancak Allah’tandır.” denilir.

Bundan sonra: Eûzü Besmele ile “Ayetü’l-Kürsî” okunur.

Sonra sırasıyla:

33 kere “سُبْحَانَ اللّٰهِ = Sübhânellâh” “Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim.”

33 kere “اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ = Elhamdü lillâh” “Her türlü övgü Allah’a mahsustur.”

33 kere “اَللّٰهُ اَكْبَرُ = Allâhu Ekber” “Allah en büyüktür.”

denilir. Bunların peşinden:

“Lâ ilâhe illellâhü vahdehû lâ şerike leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” “Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah bir tektir, eşi ve ortağı yoktur. Hükümranlık O’nundur. Hamd ve sena, O’na mahsustur. O’nun her şeye gücü yeter.” denilir ve dua edilir.

Dua, kulun istek ve dileklerini Allah’a sunmasıdır. İbadetlerin özü olan dua’nın şartı, ihlas ve samimiyettir.

Dua’nın kıblesi sema olduğundan, dua ederken eller yukarıya, yani semaya doğru ve göğüs hizasına kaldırılır. Duada ellerin arasını az da olsa açık bulundurmak müstehabdır ve faziletlidir. (el-Fetâvâ el-Hindiyye, V, 318, Haşiyetü’t-Tahtâvî alâ’l-merâği’l-felâh, s. 207.)

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

MÜEZZİNLİK VE NAMAZ SONRASI TESBİHAT NASIL YAPILIR?

Müezzinlik ve Namaz Sonrası Tesbihat Nasıl Yapılır?

NAMAZDA OKUNAN DUA VE TESBİHATLARIN ANLAMLARI

Namazda Okunan Dua ve Tesbihatların Anlamları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.