Namaz Terbiyesinin Önemi
Çocuklarımıza vereceğimiz namaz terbiyesinin önemi nedir? Peygamberler nesillerine namazı nasıl öğütlemişlerdir?
Hazret-i Lokman; tevhid şuurundan sonra ibâdet, tebliğ ve şahsiyet tavsiyelerine şöyle devam eder:
“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret! Doğrusu bunlar, azim gerektiren işlerdir.” (Lokmân, 17)
- Evlâtlarımıza Namazı Aşılamalıyız
Hazret-i Lokman, evlâdına ilk ibâdet olarak namazı emrediyor. Âyet-i kerîmede de buyurulur:
“Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et!…” (Tâhâ, 132)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de şöyle buyurur:
“Çocuklarınıza yedi yaşında iken namaz kılmayı emrediniz (tâlim edin). On yaşında namazı terklerinden dolayı cezalandırın.” (Tirmizî, Salât, 299)
Maalesef zamanımızda;
“Çocuktur, gençtir, hevesini alsın!” diyerek evlâtlarının dînî eğitimini ihmâl eden ve gevşeklik gösteren anne-babalar olmaktadır. Unutulmamalıdır ki, nefs doymaz. Hevesini almaz. Bilâkis tiryaki olur. Bir daha bırakamaz.
Peygamberimiz, kızı Hazret-i Fâtıma ve damadı Hazret-i Ali’yi gece namazına kaldırırdı.
Namazı evlâtlarımıza emredebilmemiz için; bu vazifeye, onlara Kur’ân eğitimi vermekle başlamamız gerekir.
Kur’ân eğitimi, küçük yaşlardan îtibaren îtinâ ile yerine getirilmesi îcâb eden bir vazifedir. Zira çocuğun kulakları Kur’ân’ın sesine, kalbi Kur’ân’ın dünyasına âşinâ olmalıdır. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur:
“Kim Kur’ân’ı küçük yaşlarda öğrenirse Kur’ân onun etine ve kanına işler (yani Kur’ân’ın feyziyle nurlanır.)” (Ali el-Müttakî, Kenz, I, 532)
Hazret-i Lokman, îman ve ibâdet nasihatlerinden sonra ahlâkî öğütlere başlıyor.
Zira bir mü’minin; sözleri, yürüyüşü, duruşu, bakışı, her davranışı zarâfet ve nezâket içinde olmalıdır:
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokmân, 18)
“Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt! Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokmân, 19)
Hazret-i Lokman’ın, diğer peygamber ve sâlih zâtların nesiller husûsundaki en büyük endişeleri, âhirette evlâtlarından ayrı düşmektir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Şubat, Sayı: 180