Namaz Vakitlerini Muhafaza Hakkında Hadisler

Namaz vakitlerini muhafaza ile ilgili hadisler…

Abdullah bin Sunâbihî radıyallahu anhdan şöyle söylediği, rivâyet edilmiştir:

Ebû Muhammed: “Vitr vaciptir” diye iddia etti. Übade bin Sâmit radıyallahu anh ise: “Ebû Muhammed hata etti. Ben: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin şöyle dediğine şahidim:

“- (Günde) Beş vakit namazı Allah (Müslumanlara) farz kıldı. Kim abdestlerini güzel yaparak, rükûlarına, huşularına riayet ederek, onları vaktinde kılarsa, o kimse Allahu Teâla’dan hatasını af edeceğine söz almış olur. Kim böyle yapmazsa Allahu Teâlâ ona söz vermiş olmaz, dilerse o kimseyi bağışlar, dilerse azab eder.” (Ebû Dâvûd, Salât, 9/425; Nesêi, n. 462; İbn-i Mâce, Kitâb’us-Salât, b. 194, n. 1401, s. 448, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Ebû Muhammed sahabidir, ensardandır. Übade bin Samit, onun için “Kezebe” demiştir. Fakat (kezebe) kelimesi ashap arasında hata manâsında kullanılmıştır. ashab-ın, birbirlerine “Kezebe” demesi yalanla itham değil, hata etmiş olduğunu söylemektir.

*

Ümmü Ferve radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme ameller içinde- en faziletlisi hangisidir? Diye soruldu. “Namazı ilk vaktinde kılmaktır” cevabını verdi.

Huzaî Ümmü Ferve denilen halasından naklen rivâyet ettiği hadiste söyle dedi: Ümmü Ferve; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme biat ettim, gerçekten Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme, soruldu, diye rivâyet etti. (Ebû Dâvûd, Salât, 9/426; Tirmizî, Kitâb’us-Salât, b. 127, n. 170, s. 319, c. 1)

*

Ebû Bekir bin Umâre bin Rueybe radıyallahu anhâ’nın babasından rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Basra’lı birisi O’na, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden işittiklerini bana haber ver, dedi. O da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “(sabah) güneş doğmadan (ikindileyin) güneş batmadan namaz kılan bir şahıs ateşe girmeyecek)” buyurdu, dedi. Basra’lı ona üç defa bu rivâyet ettiğini Peygamber’den, işittin mi? diye tekrar etti. Ebû Bekir bin Rueybe’nin babası da her seferinde evet, bunların hepsini söylediğini şu kulaklarımla işittim, kalbim de ezberledi, cevabını verince Basra’lı; aynı şeyi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme söylerken ben de işittim, dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 9/427; Müslim, Kitâb’us-Salât, b. 37, n. 634, s. 440, c. 1; Nesêi, n. 472)

*

Abdullah’ın babası Fuzale radıyallahu anhdan şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Bana (birçok şeyler) öğretti. Bana öğrettikleri içinde “beş vakit namazı vaktinde kıl” emri de vardı. Ben şöyle dedim:

– Ey Allah’ın Rasûlü. Benim bu saatlerde meşguliyetim var. Bana öyle bir ibadet emret ki; bütün ibadetlerin faziletini içine alsın, onu yapmak fazilet bakımından bana yetsin. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “İki asra devam et,” buyurdu. Bizim dilimizde “Asrayn” kelimesi olmadığından iki asır ne demektir? Dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– Bir güneş doğmadan namaz, bir de güneş batmadan namazdır.” dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 9/428)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif: Sabah ve ikindi namazının ilk vaktinde kılınmasının ehemmiyetine, sevaplarının büyüklüğüne delâlet eder.

Bu iki namaz da, sabah namazı uyku vaktine, ikindi namazı da meşguliyet vaktine rastladığı için, uykuyu ve meşguliyeti terk ederek kılınacak namazın üstünlüğü bildiriliyor. Yoksa sabah ile ikindi namazını kılan meşgul insandan, diğer namazların kaldırılmış olacağı anlaşılmamalıdır.

Asrân: İki asır demektir. Sabah namazı ile ikindi namazı manâsında kullanılmıştır. Buna belağât’ta: Tağlib derler. Asır subha galebe ederek kolaylık için böyle kullanılmıştır.

Hz. Ömer’le Hz. Ebû Bekir’e de radıyallahu anh tağlib sûreti ile “Ömerayn” denir.

*

Ebû-d-Derda radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Beş şeyi kim imanla yaparsa, cennete girer. Kim günde beş vakit namazı abdestlerine, rükûlarına, secdelerine riayet ederek vaktinde kılar, Ramazan orucunu tutar, yol masrafına gücü yeter de, Kabe’ye Hacca gidene, gönül hoşluğu ile zekâtını verir ve emaneti yerine getirirse,” buyurdu.

Eshab - Ya Ebû-d-Derdâ:

Emaneti eda etmek ne demektir? Dediler. Ebû-d-Derdâ: “Cünüplükten gusletmektir.” dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 9/429)

*

Ebû Katâde bin Rab’iy radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“- Allah Teâlâ (bana) senin ümmetine günde beş vakit namazı farz kıldım. Onları vaktinde eda ederek geleni Cennetime koyacağımı va’dettim. Kim bu namazlara devam etmezse onu Cennet’e koyacağıma va’dim yok,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 9/430; İbn-i Mâce, Kitâb’ul-İkâmet’üs-Salât, b. 194, n. 1403, s. 450, c. 1)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KUR’AN VE SÜNNETE GÖRE NAMAZ VAKİTLERİ

Kur’an ve Sünnete Göre Namaz Vakitleri

NAMAZ VAKİTLERİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Namaz Vakitleri ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.