Namazda Besmeleyi Açıktan Okumak

Namazda besmele açıktan (sesli) okunur mu? Namazda besmelenin açıktan okunması ile ilgili hadisler.

Yezid el Fârisî dedi ki:

İbn-i Abbas’ın şöyle dediğini işittim. Osman bin Affan’a BERÂETÜN sûresi Mieteyin’den (200 ayetlik) Enfâl sûresi Mesânî’den olduğu halde, onları uzun yedi sûreden sayıp aralarına BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM satırını yazmamanıza, sizi hangi şey sevketti, dedim.

Osman şöyle dedi:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ayetler indiği vakit vahiy kâtiplerinden birini çağırır, ona şu ayeti kendisinden şöyle şöyle zikredilen sûreye koy, buyururdu. Rasûlullah’a bir ve iki ayet inerdi de yine öyle yapmasını emrederdi.

Enfâl sûresi Medine’de Rasûlullah’a inen ilk sûredir. BERÂETÜN ise Kur’an’dan en son inen sûredir.

BERÂETÜN’ün kıssası, Enfâl’ın kısasına benziyor. Onu ondan (onun devamı zannettim.). Ondan dolayı bunları yedi uzun sûreye koydum. Aralarına BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM satırını yazmadım, cevabını verdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 125/786; Tirmizi, Kitâbu Tefsir, b. Tefsir-i Suret-i Tevbe, n. 3086, s. 336, c. 4)

Hadisin Açıklaması

Kur’an-ı Kerim’in sûrelerine şu isimler verilir:

  1. Kur’an-ı Kerim’in ilk yedi sûresine TIVAL “uzun sûreler” adı verilir.
  2. Tıval’den sonra gelen 200 ayetli sûrelere MİETEYN adı verilir.
  3. Mieteyn’den sonra gelen sûrelere MESANÎ adı verilir.
  4. Mesanî’den sonra araları Besmele ile fasledilenlere “Mufassal” sûreler denir.

Beraetün sûresi 200 ayetli sûrelerden Enfâl sûresi Mesanî adını alan sûrelerden olduğu halde, aralarında Besmelenin yazılmayıp, ikisi birleştirilerek uzun sûrelerden sayılmasına sebeb nedir? diye Hz. Osman radıyallahu anha sorulur.

Hz. Osman radıyallahu anh cevap olarak: Kur’an-ı Kerim’den bir ayet indiği vakit, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem vahiy kâtiplerinden birini çağırır, bu ayeti kendisinde Nuh kıssası veya Hud kıssası zikredilen manâca müşabih bulunan sûreye koy, buyururdu.

Enfâl sûresi Medine’de inen ilk sûredir. BERAETÜN sûresi de son sûredir. Manâları birbirine uygun olduğu için, Enfâl sûresini BERAETÜN sûresinden zannederek aralarına besmele yazmadım. Cevabını verdi.

Besmeleyi yazmamasına delil olarak sûrelerin manâ yakınlığını ve nüzul sırasını göstermiş oldu.

*

Yezid el-Fârisî radıyallahu anh’dan:

İbn-i Abbas “786” no. lu hadisin manâsı gibi bize haber verdi.

Mervan hadisinde şöyle dedi:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat etti, bize Enfâl’ın

BERÂETÜN’den olduğunu bildirmedi, dedi.

Ebû Dâvud şöyle diyor: Şabi, Ebû Mâlik, Katâde ve Sabit bin Âmr Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “NEML” sûresi inene kadar “BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM”i yazdırmadı, dediler. (Ebû Dâvûd, Salât, 125/787)

Bu rivâyetlerin manası işte budur.

Hadisin Açıklaması

Bu hadis mürsel olmakla beraber “BESMELE “nin sûreler arasını fasl için geldiğini söyleyen ilim adamlarının delilidir.

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kendisine “BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM” ininceye kadar sûreleri birbirinden ayırmayı bilmiyordu. Şu “Ravilerden” İbn-i Serh’in rivâyet ettiğinin lafzıdır. (Ebû Dâvûd, Salât, 125/788)

Hadisin Açıklaması

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin besmeleyi açık ve gizli okuduğu hakkında gelen rivâyetlerin çeşitliliği dolayısı ile ilim adamları ihtilâf ettiler. Burada her iki rivâyetin arasını bulmak için söylenecek söz şudur:

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, bazı kere açık okur, bazı kere de gizli okurdu.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

BESMELE NEDİR? BESMELENİN ANLAMI VE FAZİLETİ

Besmele Nedir? Besmelenin Anlamı ve Fazileti

BESMELENİN BİLİNMEYEN SIR, HİKMET VE FAZİLETLERİ

Besmelenin Bilinmeyen Sır, Hikmet ve Faziletleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.