Namazda Bir İnsanı, Şeyhini Düşünmek Doğru mudur?

Tasavvuf

Tasavvufla ilgili bir kitapta şöyle yazıyor: “Kişi namazı huşû ile kılamıyor, Allah’ın huzûrunda olduğunu düşünemiyorsa, Peygamber Efendimiz’i düşünmeli; onu da beceremiyorsa şeyhini; sanki şeyhi kendi önünde namaz kılıyormuş gibi düşünmeli ve utanarak kılmalıdır.” Kaynak olarak İhyâu ulûmi’d-dîn gösterilmektedir. namazda bir insanı düşünmek nasıl olur, doğru mudur? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Alıntısını sunduğunuz bölümün kaynağını belirtmemişsiniz. İhyâ’nın kaynak gösterildiğine işâret etmişsiniz. İhyâ’da namazda kalb huzûrunun temini konusunda bâzı husûslara dikkat çekilmektedir. Sanırım sizin sözünü ettiğiniz yer burası olmalıdır. Gazzâlî bu bölümde namazda tam bir kalb huzûrunun insanların çoğu için zor olduğunu, ancak böyle bir zorluk sebebiyle kısmen vazgeçilse bile huşûun tamamından vazgeçilemeyeceğini belirtir.[1]

Şimdi biz sizin alıntı yaptığımız sıralama ile ilgili değerlendirmelerimizi sunalım. Bu sıralama bizim yukarıdan beri saydığımız tedrîcî ölçülere uygun düşmektedir. Çünkü hedef, huşû ile dîvân-ı ilâhîde durmaktır. Bu olmayınca gönlü Allah Rasûlü’ne rabtetmektir. İnsan kalbi değişkendir. Devamlı yeni şeyler düşünür ve havâtır her an kalbi işgâl edebilir. Buna engel olmak için bir yoğunluk gerekir. Bunun için namazda olduğu bilincini diri tutacak araçlar bulmak lâzımdır.

İnsanı en çok etkileyip ilgisini toplamaya yarayacak şey, çok sevdiği veya korktuğu şeylerle yüz yüze gelivermesidir. Namaza girerken kişinin mahcûb bir edâ ile şeyhinin, kendisinin önünde namaz kılmakta olduğunu düşünmesi niye mahzûrlu olsun. Çünkü zâten dünyâya âid bin bir türlü düşünce insan zihninden eksik olmuyor ki?

Dipnotlar:

[1]. Bkz. İhyâ, I, 159.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları