Namazda Önünden Geçeni Engellemek ile İlgili Hadisler

Namaz kılan kimse önünden geçeni engelleyebilir mi? Namaz kılan kimsenin önünden geçeni engellemesi ile ilgili hadisler...

Ebû Said El-Hudrî radıyallahu anh’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizden biriniz namaz kıldığı zaman önünden kimsenin geçmesine müsaade etmesin, gücü yettiği kadar onu (geçmekten) men etsin, eğer geçmeye zorlarsa (onu men etmeye çalışsın) ancak o, şeytandır” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 108/697; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 48, n. 505, s. 362, c. 1; Buharî, Kitâbu’s-Salât, b. 11, s. 129, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-Kıble, b. El-Emr bid-Dünüvvi min’el-Kıble, n. 758; İbn-i Mâce, Kitâbu’s-Salât, b. 39, n. 954, s. 307, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sütreye çok yaklaşır. Namaza durduğu yerle önündeki sütre arasında ancak secde edebilecek kadar açıklık bulunurdu. Bu boşluk bir koyun veya keçinin serbest geçebileceği kadar bir mesafe idi. Buharî’nin rivâyetinde koyun geçecek kadar yer vardır, şeklindedir.

Velyedra: Men etsin, mani olsun demektir.

Önüne sütre dikerek namaz kılanın önünden bir kimse geçmek isterse sağ elini ileri uzatarak onun geçmesine mani olabilir. Geçmek isteyen inad eder, geçmeye zorlarsa ona karşı direnir. Çünkü ikaz etmesine rağmen geçmeye zorlayan kimse şeytanın vesvesesine kapılmış, onun tesirinde kalmış kimsedir. Ona gafleti hatırlatılmalıdır. Ama sütre dikmemişse önünden geçene mani olamaz.

*

Abdurrahman’ın oğlu Ebû Said el Hudrî radıyallahu anh’dan, o da babasından:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Sizden biriniz namaz kıldığı zaman bir sütreye karşı kılsın ve ona yaklaşsın,” buyurdu. Sonra ravi bir önceki hadisin manasında sevketti. (Ebû Dâvûd, Salât, 108/698)

*

Ebû Ubeyd Hacib Süleyman dedi ki:

Atâ bin Yezid el-Leysî’yi ayakta namaz kılarken gördüm, önünden geçip gidiyordum, beni (geçmekten) men etti ve dedi ki: Ebû Said El-Hudrî radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu bana haber verdi; “Sizden hanginiz kendisiyle kıblesi arasına bir kimseyi girdirmemeye gücü yeterse yapsın.” (Ebû Dâvûd, Salât, 108/699)

*

Humeyd bin Hilâl radıyallahu anh’dan:

Ebû Salih dedi ki: Sana Ebû Said El-Hudrî’den gördüğüm ve işittiğimi nakledeyim. Ebû Said, Mervan’ın yanına girdi. Ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, şöyle dediğini işittim, dedi:

“Sizden biriniz insanlardan onu örtecek bir şeye karşı namaz kıldığı zaman birisi önünden geçmek isterse, onu göğsünden iterek men etsin. Eğer geçmeye zorlarsa onunla harp” etsin o ancak şeytandır.” (Ebû Dâvûd, Salât, 108/700; Buharî, Kitâbu Ebvâb-ı sütre, b. 11, s. 129, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 48, n. 505, s. 362, c. 1)

Ebû Dâvud Sufyan es-Sevrî’nin şöyle dediğini bildiriyor; “Ben namaz kılarken önümden böbürlenerek geçen adama engel olurum, zayıf (mütevazi) kimseye mani olmam.”

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

NAMAZDA MEKRUH OLAN ŞEYLER

Namazda Mekruh Olan Şeyler

NAMAZDA YAPILMASI MEKRUH OLAN DAVRANIŞLAR

Namazda Yapılması Mekruh Olan Davranışlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.