Namazgâh Ne Demek?

NE NEDİR?

Namazgah nedir, ne anlama gelir? Namazgâh diğer adıyla kıble taşı nereye denir?

Namazgâh, “Açık havada namaz kılmaya mahsus yer” demektir.

NAMAZGAH NEDİR?

Farsça namazgâh ve Arapça karşılığı olan musallâ kelimeleri genelde “namaz kılınan her yer”i ifade eder. Fıkıh terimi olarak yerleşim merkezlerinin dışında bayram, yağmur duası (istiskā) ve cenaze namazlarının kılındığı belirli yerler için kullanılır. Arapça’da buna ayrıca cebbâne (sahra), Farsça’da ıydgâh da (bayram yeri) denir. “İbrâhim’in makamından musallâ/namazgâh edinin” âyetinde (el-Bakara 2/125) kelime “imamın namazda duracağı yer” anlamında geçer. Hadislerde hem kişinin durup namaz kıldığı (Buhârî, “Ṣalât”, 46; Müslim, “Mesâcid”, 287) hem daha sonra terimleşen anlamıyla bayram namazının kılındığı (Buhârî, “ʿÎdeyn”, 22) yeri ifade eder.

Türkçe’de namazgâh, bayram gibi belli zamanlarda namaz kılınan musallâlar yanında yol kenarlarında yolcular için yapılan üstü açık mescidler için de kullanıldı. İslâm tarihindeki ilk mescidlerin çoğu bu tarzda inşa edildi. Hz. Peygamber’in (sav.) Kubâ’da yaptığı ilk mescid ve cuma namazı kılınan Rânûnâ vadisindeki Benî Sâlim Mescidi de (Mescid-i Âtike) böyleydi. Resûlullah (sav.) uzun bir sefere çıktığında dinlendiği yerlerde tesbit edilen uygun bir alan temizlenir, etrafına taşlar dizilerek sınırları belirlenir ve burası namazgâh edinilirdi. Resûl-i Ekrem’in (sav.) Tebük Gazvesi esnasında on beş kadar yerde böyle açık mescidler yapıldı (Vâkıdî, III, 999; İbn Hişâm, IV, 179). Hz. Peygamber (sav.) Mekke yolunda da çeşitli yerlerde namazgâhlar edindi (Buhârî, “Ṣalât”, 49). Bu gelenek daha sonraki dönemlerde de devam etti, namazgâhlar zaman zaman ordunun konakladığı yerler oldu.

Medine namazgâhında Resûlullah’ın (sav.) sağlığında ve Hulefâ-yi Râşidîn döneminde mihrap ve minber yoktu. (Ebû Dâvûd, “İstisḳāʾ”, 2).

Hz. Osman (ra.) hutbeyi kerpiçten yapılmış bir minber üzerinde okurdu (İbn Hacer, II, 449), dâimî minber ilk defa Mervân b. Hakem’in Medine valiliği döneminde yapıldı (Buhârî, “ʿÎdeyn”, 6; Müslim, “ʿÎdeyn”, 9).

Kaynak: DİA’dan derlenmiştir.