Namazı Huşû ile Kılan Toplumda Psikiyatrik Rahatsızlık Görülmez

HAYATIMIZ

Namaz, modern çağın ruhsal boşluklarına gerçekten çare olabilir mi?

İnsan âciz. Nereye sığınacak, nerede barınacak?..

“…Tevekkül ve teslim içinde olurlar. Namazlarını ikāme ederler…” (el-Enfâl, 2-3)

Cenâb-ı Hak:

“…Secde et ve yaklaş.” (el-Alak, 19) buyuruyor.

NAMAZI HUŞÛ İLE KILAN TOPLUMDA PSİKİYATRİK RAHATSIZLIK GÖRÜLMEZ

Felâha eren kullarının huşû ile namaz kıldığını bildiriyor. Dolayısıyla namazı huşû ile edâ eden bir toplumda rûhî bir hastalık olmaz, psikiyatrik bir rahatsızlık olmaz. İşte ashâb-ı kirâm. Asr-ı saâdette psikiyatrik bir rahatsızlık görmüyoruz kimsede. Çünkü secde ediyor. Cenâb-ı Hakk’a sığınıyor. Büyük tevekkül ve teslimiyet içinde.

Zekât, sadaka, infak…

“…Allâh’ın verdiği nîmetleri infak ederler.” (el-Enfâl, 3) buyruluyor.

Asr-ı saâdette, toplumda bir rahatsızlık görmüyoruz. Fakir de var, zengin de var, hasta da var, sıhhatli de var, her şey hayatın îcâbı, kendini istikâmetlendiriyor, huzurlu.

Yani bugün insanların en çok dûçâr olduğu, psikiyatrik rahatsızlıklar. Boşluklar, doyumsuzluklar. Devamlı bir sosyal patlamalar, taşkınlıklar dünyada… Fakat asr-ı saâdette yok bu. İbadetler huşû ile olacak. Ashâb-ı kirâm huşû ile namaz kılmaya, huşû ile oruç tutmaya…

Efendimiz; “Benim kıldığım gibi kılın.” buyuruyordu. (Bkz. Buhârî, Ezân, 18)

Huşû ne oluyor; tevekkül ve teslîmiyeti artıyor.

Kaynak: osmannuritopbas.com