Namazla İlgili 40 Hadis

Namazla ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v) namaza verdiği önemi anlatan hadisi şerifler...

“Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231)

***

“Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer.” (İbn Hanbel, IV, 266)

***

“(Kıyamet günü) kulun ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa (ne âlâ!) Ama (farz namazları tamam) değilse Yüce Allah, ‘Kulumun nafilelerine bakın.’ buyurur. Eğer nafile namazı bulunursa, ‘Onunla farzları tamamlayın.’ buyurur”. (Nesâî, Salât, 9)

***

“Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir.” (İbn Mâce, Mesâcid, 19)

***

“ Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaad yoktur.’ ” (Ebû Dâvûd, Salât, 9)

***

“Namaz, devam eden kimse için kıyamet gününde nur, delil ve kurtuluş sebebi olur. Namaza devam etmeyenin ise kıyamet günü nuru, delili ve kurtuluşu olmayacak, o kişi kıyamette Karun, Firavun, Haman ve Übey b. Halef’le beraber olacaktır.” (İbn Hanbel, II, 169)

***

“Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz hem de arkanızdan size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer defa ‘sübhânallah’, ‘el-hamdü lillâh’ ve ‘Allahu ekber’ deyiniz.” buyurmuştur.

(Buhârî, Ezân, 155)

***

“Bir Müslüman, vakti geldiğinde güzelce abdest alıp, kendisini Allah’a vererek rükû (ve secdesiyle) farz namazı kıldığında, -büyük günah işlemedikçe- bu onun önceki günahlarına kefaret olur. Bu, her zaman için böyledir.”

(Müslim, Tahâret, 7)

***

“Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”

(Buhârî, Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5)

***

“Büyük günah işlenmedikçe beş vakit namaz ve iki cuma, aralarındaki günahlara kefarettir.”

(Müslim, Tahâret, 14)

***

“Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...” (Buhârî, Salât, 36)

***

“Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir. Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.” (Müslim, Salât, 215)

***

“Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan yüz çevirir.” (Ebû Dâvûd, Salât, 160-161)

***

“Namazda insan sözü konuşmak uygun olmaz. Namazda ancak tesbih ve tekbir getirilir ve Kur’an okunur.” (Müslim, Mesâcid, 33)

***

“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder...’ ” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Mâce, Mesâcid, 19)

***

“Bir kimse mescide gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap yazılır, diğer adımıyla bir günahı silinir.” (Nesâî, Mesâcid, 14; İbn Hanbel, II, 320)

***

“Her kim sabah akşam mescide giderse, her sabah ve akşam gidişinde Allah ona cennette bir yer hazırlar.” (Buhârî, Ezân, 37; Müslim, Mesâcid, 285)

***

“Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir.” (Nesâî, Mesâcid, 42)

***

“Namazın anahtarı temizliktir. Başlangıcı tekbir, bitimi ise selâmdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 31)

***

“Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.” (Tirmizî, Tahâret, 1)

***

“... Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın.” (Buhârî, Ezân, 18)

***

“Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.” (Buhârî, Ezân, 95)

***

“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da ikisi de namaz kılarsa veya birlikte iki rekât namaz kılarlarsa zâkirîn ve zâkirâtın (Allah’ı çokça anan erkekler ve hanımların) arasına yazılırlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18)

***

“Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.” (Müslim, Mesâcid, 262)

***

“Sabah namazının iki rekât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şeyden daha hayırlıdır.” (Müslim, Salâtü’l Müsâfirîn, 96)

***

“Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O, vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.” (Ebû Dâvûd, Tefrî’u Ebvâbi’l-Vitr, 1)

***

“Her kim önemsemediğinden dolayı cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.” (İbn Mâce, İkâmet, 93)

***

“İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki (sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta yer almak için aralarında kura çekmekten başka bir yol bulamazlar ve (sonunda) kura çekerlerdi...” (Buhârî, Ezân, 9; Müslim, Salât, 129)

***

“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.” (Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249)

***

“Bazen uzun (bir kıraat ile) kıldırmak niyetiyle namaza dururum da bir çocuğun ağlamasını işitir ve annesine sıkıntı vermek istemediğim için namazımı kısa tutarım.” (Buhârî, Ezân, 65)

***

“En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.” (Muvatta’, Kasru’s-Salât, 23)

***

“(Farz) namazını (bilerek) geçiren kimse, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.” (İbn Hanbel, V, 429)

***

“Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur ...” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, 314)

***

“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir.” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 14; Müslim, Mesâcid, 200)

***

“Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v.), ‘Amellerin / İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?’ diye sordu. Peygamber Efendimiz, ‘Vaktinde kılınan namazdır.’ buyurdu.” (Buhârî, Tevhîd, 48)

***

“Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.” buyurmuştur. (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 6)

***

“Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.” (İbn Mâce, Sünnet, 9)

***

Resûlullah (s.a.v.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu) Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır, secdeye vardığında bırakırdı. (Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)

***

“... Namazı ayakta kıl, buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.” (Buhârî, Taksîru’s-Salât, 19)

***

“...Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır...” (Müslim, Tahâret, 1)

İslam ve İhsan

NAMAZDA HUŞU

Namazda Huşu

NAMAZIN ÖNEMİ, FAZİLETİ VE FAYDALARI

Namazın Önemi, Fazileti ve Faydaları

NAMAZ NASIL KILINIR?

Namaz Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.