Namazları İlk Vaktinde Kılmanın Önemi
Namazı vaktin sonunda kılmanın bir günahı var mıdır? Namazları ilk vaktinde kılmanın fazileti.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namazı ilk vaktinde kılmayı tavsiye eder, geciktirmeyi hoş görmeyerek ashâbına şu îkazda bulunurdu:
“Namazın ilk vaktinde Allâh’ın rızâsı, son vaktinde ise affı vardır.” (Tirmizî, Salât, 13/172)
İLK VAKTİNDE KILINAN NAMAZ
Ümmetine böyle tavsiyede bulunan Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu fazîleti herkesten daha titiz bir şekilde bizzat kendisi yaşardı. Zîrâ O, hayâtı boyunca namazlarını dâimâ ilk vaktinde kılmıştır. Nerede ve ne hâl üzere bulunursa bulunsun, vakti girdiği anda hemen namazını kılmaktan çok hoşlanırdı.[1]
Bunun misallerinden biri şu hâdisedir:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve ashâbı (bir sefer esnâsında) dar bir geçide girmişlerdi. Rasûl-i Ekrem Efendimiz bir bineğin üzerindeydi. Yağmur üzerlerinde devamlı yağıyor, altlarında meydana gelen çamur (bataklık hâlini almış, yere inmelerine mânî oluyordu). Namaz vakti de gelmişti. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- müezzine emretti, müezzin ezan okudu, kâmet getirdi. Fahr-i Kâinât Efendimiz de bineğinin üzerinde öne geçti ve ashâbına namaz kıldırdı. Îmâ ile namaz kılıyordu. Secdeleri yaparken rükûdan biraz daha fazla eğiliyordu. (Ahmed, IV, 173-174)
PEYGAMBERİMİZ NAMAZLARI İLK VAKTİNDE KILARDI
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz de şöyle der:
“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namazı son vaktine kadar iki defâ bile tehir etmeden Allah Teâlâ O’nu katına aldı.” (Tirmizî, Salât, 13/174; Ahmed, VI, 92)
Yâni bir defâ mâzerete binâen namazını tehir etmek mecbûriyetinde kalmıştı, onun dışında ise hep ilk vaktinde kıldı.
Dipnot:
[1] Bkz. Buhârî, Salât, 48.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları