Nasa 'yeni Dünya'yı Keşfetti

NASA'nın 'Gezegen avcısı' lakabıyla tanınan Kepler teleskobu, devre dışı kalacağı düşünülürken yeni bir keşfe imza attı. NASA, Kepler'in Dünya'dan 180 ışık yılı uzaklıkta, Balık (Pisces) Takımyıldızı'nda yer alan bir 'süper-Dünya' keşfettiğini açıkladı.

Astrophysical Journal dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Dünya'dan 2,5 kat daha büyük olan gezegene HIP 116454b adı verildi. Keşif hakkında açıklamada bulunan Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden (CfA) Andrew Vanderburg, "Küllerinden doğan Phoenix gibi Kepler de keşiflerine devam etmek için yeniden doğdu" ifadesini kullandı. Vanderburg, yeni keşfedilen süper-Dünya'nın birçok yeni araştırmaya konu olmak için ideal bir hedef olduğunu söyledi.

YÖRÜNGEDE HAREKET EDEN GÖK CİSİMLERİ

NASA tarafından Samanyolu Galaksisi'ndeki Dünya benzeri dış gezegenleri keşfetmek amacıyla Mart 2009'da uzaya gönderilen Kepler, geçen yılın ortalarına kadar 1000'e yakın gezegen, yaklaşık 3200 gezegen adayı keşfetti.

Gezegenleri yıldızları önünden geçtikleri zaman bıraktıkları iz sayesinde tespit eden ve bu şekilde yörüngede hareket eden gök cisimlerini fark eden Kepler, Mayıs 2013'te yaşadığı teknik arıza nedeniyle keşiflerini durdurmak zorunda kalmıştı.

Kepler'in teknik arızaya rağmen çalışmasını sağlayacak ayarlar yapan NASA mühendisleri, süpernovalar ve dış galaksiler gibi kozmik nesneleri gözlemlemek için teleskobu kullanmaya devam etti. NASA, Kepler'in elde ettiği verilerle HIP 116454b'nin varlığı ilk kez Şubat ayında doğruladı ve Kanarya Adaları'ndaki Nazionale Galileo teleskobuyla keşif teyit edildi.

DÜNYA GİBİ BİR SU GEZEGENİ

32 bin kilometre genişliğinde olan HIP 116454b'nin kütlesi, gezegenin ya Dünya gibi bir su gezegeni olduğu veya kalın bir atmosfere sahip mini-Neptün olduğuna işaret ediyor.

Turuncu cüce olan yıldızından 13.5 milyon kilometre ötede olan HIP 116454b, yörünge hareketini 9.1 bir Dünya gününde tamamlıyor.

Kaynak: Space.com ve Al Jazeera

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.