Nato’nun Kurduğu Taşeron Örgütler
Batı’nın PKK’yı da PYD’yi de bir taşeron örgüt olarak kullandığı konusunda güçlü iddialar var. Neden var, çünkü bizzat örgüte yakın çevrelerin kendi ağızlarından bu gerçek dillendirilmekte. İşte size bir kaç örnek...
Abdullah Öcalan’ın eski avukatı Ahmet Zeki Okçuoğlu, Türk medyasında yer alan bir röportajında PKK’nın “NATO” tarafından kurulmuş “Kürt Gladyosu” olduğunu açık yüreklilikle ifada etti. Kendisi de Kürt milliyetçisi olan Okçuoğlu’na göre:
“PKK’nin bir amacı yok, onu kuranların amacı var. Taşeronun amacı olmaz. Patronu önüne ne koyarsa o, onu yapmakla mükelleftir. Yap der yapar, yık der yıkar. Bu yüzden de PKK zaman zaman farklı (hatta tamen zıt) şeyler savunuyor.” (karar.com /Ürün Dirier’in röportajından)
Dolayısıyla son dönemde doğu illerimizde yaşananları bu taşeronluk gerçekliği göz önüne alınarak okumak gerekiyor. Terör örgütünün Türkiye’yi Suriyeleştirme fikrinde Batılı o üst aklın telkinlerinin çok etkili olduğunu belirtmemiz gerekiyor. İşte terör örgütü bu telkinler ile Kürt halkının duygusal kopuşunu sağlayacak, o zemini hazırlayacak bir takım kanlı eylemlere girişti. Kürt sokaklarını harekete geçirmeye çalıştı.
Mesela Cizre’den yeni bir “Kobani destanı” çıkarabilmek için çok uğraştılar. İlçeyi ele geçiren silahlı teröristler güvenlik güçlerinin onları yakalayabilmek için bodoslamasına müdahalede bulunmasını beklediler. Ta ki siviller öldürülsün ve “Türkiye sivilleri, masum insanları katlediyor” iftirasıyla Batı’daki siyasi odaklarca köşeye sıkıştırılsın… Dünya medyası çarşaf çarşaf katliam haberlerini sayfalarına taşısın… Mesele uluslararası boyut kazansın. İçerideki kimi gözü dönmüşlerin ihanetleriyle uluslararası arenada Türkiye’ye de Suriye muamelesi yapılsın istediler…
Ama olmadı, başaramadılar. Öncelikle Kürt halkını ikna edemediler. Kürt halkının çok büyük bir bölümü PKK terörünün sinsi tuzağına düşmedi. Baskılara rağmen onların eylemlerine istediği desteği vermedi.
Türk güvenlik güçleri de geçmişte olduğu gibi Cizre’ye bodoslamasına girmedi. Suçluya, eli silahlı teröristlere odaklandı. Sabretti ve PKK terörünün istediği fırsatı ona vermedi…
Ama buna rağmen Batı medyası, içerideki işbirlikçileriyle paslaşarak algı operasyonunu sürdürmeye devam ettiler. Dünyanın en tehlikeli terör örgütünü meşrulaştırmak için kırk takla attılar. Eli kanlı terör örgütünün kanlı eylemlerini göz ardı edip Türkiye’nin PKK’ya yönelik operasyonlarından rahatsızlık duyduklarını dile getirdiler. PKK ve PYD, IŞİD’e karşı yürütülen savaşta en etkili kara gücüymüş… Türkiye’nin operasyonları, IŞİD’e karşı mücadeleye darbe vuruyormuş… Hani derler ya bunları siz külahımıza anlatın diye, aynen öyle… Batı’nın derdi inanın ne Kürtler ne IŞİD ne şu ne bu… Tek dertleri bölgedeki siyasi, ekonomik, stratejik hesaplar… Bölgesel ve küresel çıkarlarını engelleyecek aktör görmek istemiyorlar. Türkiye’yi de bu aktörlerden biri olarak nitelendiriyorlar.
Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Sayı: 356, Ekim 2015
YORUMLAR