Nâziât Suresi 14. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Nâziât Suresi 14. ayeti ne anlatıyor? Nâziât Suresi 14. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nâziât Suresi 14. Ayetinin Arapçası:

فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ

Nâziât Suresi 14. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bir anda uyanır, kendilerini mahşerde buluverirler.

Nâziât Suresi 14. Ayetinin Tefsiri:

10. âyette yer alan اَلْحَافِرَةُ (hâfire), bir işin ilk durumu, kişinin ilk hali, yürüdüğü yol ve çukur mânalarına gelir. Onlar bu sözleriyle: “Öldükten sonra dirilip tekrar ilk durumumuza mı getirileceğiz? Yeniden hayata mı döndürüleceğiz?” demek isterler. نَخِرَةٌ  (nehıreh) ise çürümüş, ufalanmış, delik deşik olmuş, rüzgârla savrulan, rüzgâr estikçe ses veren kemik demektir. Bu sözleriyle de, canlılıktan bu kadar uzak olan kemiklerin diriltilmesinin hayal olduğunu iddia ederler. Halbuki bu, Allah’ın sonsuz kudretine göre çok basit bir iştir. Sadece bir çağrıya bakmaktadır. O çağrı yapılınca, herkes bir anda o Yüce Mahkeme’de toplanacaktır. اَلسَّاهِرَةُ (sâhire), geceyi uykusuz geçiren, sahra, düz alan gibi mânalara gelir. Mahşerde korkudan kimsenin gözüne uyku girmeyeceği için ona da “sahire” denmiştir. Çağrıyı duyanlar derhal o meydanda toplanırlar. Orası öyle heybetli ve dehşetli bir mahkeme meydanıdır ki, orada kimsenin gözüne uyku girmez. Korkudan uyumak mümkün değildir. Orada her can uyanıklığın en sınır noktasındadır.

Bu yüzden Peygamber’e ve mü’minlere gereken İslâm’ı yaşayıp yaşatma, tebliğ edip öğretme yolunda inkârcılara karşı sabırla göğüs germeleridir. İşte size bu hususta son derece dikkat çekici bir misal:

Nâziât Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nâziât Suresi 14. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...