Nâziât Suresi 45. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nâziât Suresi 45. ayeti ne anlatıyor? Nâziât Suresi 45. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Nâziât Suresi 45. Ayetinin Arapçası:
اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ
Nâziât Suresi 45. Ayetinin Meali (Anlamı):
Sen ise, kimin kalbi ondan korkup ürperiyorsa ancak onun için bir uyarıcısın.
Nâziât Suresi 45. Ayetinin Tefsiri:
Kıyâmetin vaktini ve o vakit meydana gelecek hâdiseleri tam olarak yalnız Allah Teâlâ bilir. Resûlullah (s.a.s.)’in vazifesi de, kıyametin vaktini bildirmek değil, ondan korkup ürperenlere Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlatmaktır. Ancak Allah Resûlü (s.a.s.)’in son peygamber olarak gönderilmesinin, kıyâmetin yaklaştığının büyük bir alameti olduğu da ortadadır. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s.), şehâdet parmağıyla orta parmağını bir araya getirerek:
“Benimle kıyâmetin arası şu iki parmağım arası kadar yaklaştığı zamanda ben peygamber olarak gönderildim” buyurmuştur. (Buhârî, Tefsir 79/1; Müslim, Cum‘a 43)
Dolayısıyla bizzat Efendimiz (s.a.v )’in bi’seti, kıyametin yaklaşmakta olduğunu anlatıp dururken, inkârcıların bununla yetinmeyip onun vaktini sormaya kalkışmaları, üzerlerine düşmeyen mânasız bir iştir. Bu hususta ne onların sormaları, ne de Peygamber (s.a.s.)’in bir açıklama yapması, matlup bir durumdur.
Unutmasınlar ki:Nâziât Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nâziât Suresi 45. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...