Neden Cemaatle Namaz Kılınır?
Neden cemaatle namaz kılmak tavsiye edilmiştir?
İslâm dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesi (Bakara, 2/43) haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınması, müminlerin birbirlerinden haberdar olmalarına, görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir işlev üstlenmektedir. Bu bakımdan cemaatle namaz, istenen birlik ruhunun hem bir göstergesi, hem de o birlik ruhunun sağlamlaştırıcı ve devam ettirici bir rol üstlenmektedir.
Hz. Peygamber, farz kılınışından itibaren beş vakit namazı sürekli kendisi cemaate imam olarak kıldırmış, Müslümanları da namazları cemaatle kılmaya teşvik etmiştir. (Ebû Dâvûd, Salât, 49) Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlardan birinde Hz. Peygamber:
“Üç kişi bir köyde veya kırda bulunur ve namazlarını cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer” buyurmaktadır. (Ebû Dâvûd, Salât, 47) Bir diğer hadiste ise;
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm” (Buhârî, Ezân, 29, 34; Müslim, Mesâcid, 251-254) diyerek cemaati terk edenlere ciddi bir uyarıda bulunmuştur. Ayrıca özendirmek için cemaatle kılınan namazın sevabının, tek başına kılınandan 27 derece daha fazla olduğunu belirtmiştir. (Buhârî, Ezan, 30; Müslim, Mesâcid, 249)
Cemaatle namaz kılmanın önemini belirten bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyetlerden hareketle Hanbelîler namazın cemaatle kılınmasının, erkekler için farz-ı ayın, Şâfiler ise farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîler’e göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. (Merğînanî, el-Hidâye, I, 55; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâî’, I, 384, el-Cezîrî, Kitabu’l-fıkh ale’l-mezahibi’l-erbaa, I, 230)
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları