Nefsi Terbiye Eden Yol
Nefs nasıl terbiye edilir? İşte mü’minler için, gurur ve kibri temizleyerek nefsi terbiye eden yol...
NAKŞİBEND HAZRETLERİNİN NEFS TERBİYESİ
Dâvûd -aleyhisselâm- bir gün:
“–İlâhî! Sen’i nerede bulabilirim?” diye niyazda bulundu. Cenâb-ı Hak şöyle nidâ etti:
“–Ben’im korkum sebebiyle kalpleri kırık olanların yanında!” (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, IX, 287)
Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- de zayıflara, yalnızlara, çâresizlere, kölelere ve kalbi kırıklara çok îtibâr ederdi. Onlarla husûsî olarak meşgul olurdu. Onları hoşnut edecek bir damar bulup kalplerini fethederdi. Bu hâl, mü’minler için, gurur ve kibri temizleyerek nefsi terbiye eden ne güzel bir metottur.
KALPLERİ FETHEDEN SEVGİ
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şu misâli nakleder:
Çöl halkından Zâhir isminde bir sahâbî vardı. Bu zât Allah’ın Resûlü’ne her gelişinde çölde yetişen mahsullerden hediyeler takdim ederdi. Döneceği zaman da Peygamber Efendimiz, ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldurur ve şöyle buyururdu.
“Zâhir, bizim çölümüz; biz de onun şehriyiz.”
Zâhir, görünüş itibârıyla fazla güzel değildi. Fakat Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onu çok severdi. Zâhir, bir gün elindekileri satmakla meşgul iken Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- onu arkasından kucaklayıp, mübârek elleriyle gözlerini kapattı. Zâhir ise:
“–Kimsin sen? Bırak beni!” diyerek kurtulmaya çalıştı, ancak gözlerini tutan zâtın Resûlullah olduğunu anlayınca rahatladı ve sırtını Fahr-i Kâinât Efendimiz’in mübârek göğsüne iyice yapıştırmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Bu köle satılıktır, almak isteyen var mı?” diye seslendi.
Zâhir, boynu bükük ve mahzun bir edâ ile:
“–Yâ Resûlallah! Benim gibi değersiz bir köleye, vallâhi kuruş veren olmaz.” dedi.
Fahr-i Kâinât Efendimiz ise:
“–Hayır yâ Zâhir! Sen Allah katında son derece kıymetli ve pahalısın!” buyurdu. (Ahmed, III, 161)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları
YORUMLAR