Nefsin Hilelerine Dikkat!
Es‘ad Erbili Hazretleri, nefsin hîlelerinden hiçbir zaman emîn olmamak ve ona karşı devamlı mücâhede etmek gerektiğini ifâde etmiş ve muhtelif mektuplarında şöyle buyurmuştur:
“«Nefsini bilen Rabbini bilir!» buyrulmuştur. Mürîd, muhabbetinin coştuğu anlarda ve üstâdının sohbeti esnâsında nefsinin ıslah olmuş gibi görünmesine ve kendisinde müşâhede ettiği güzel hâllere pek îtimâd etmemelidir. Zira bu gibi ıslah hâlleri, akisleşme sûretiyle meydana gelmiş gölge hâllerdir, hakîkî değildir. Bu güzel hâllerin aslî olabilmesi ve kendisinde tam olarak tecellî edebilmesi, yani Cenâb-ı Hakk’ın bütün emir ve nehiylerine uyması için daha birtakım sa‘y u gayretler lâzımdır.”[1]
NEFSİNİN ESİRİ DEĞİL EMİRİ OL!
“Bu âciz kardeşiniz, Hak katında makbûl bir amelinin olduğu hususunda aslâ mutmain değildir… Hiçbir zaman nefsin hîle ve desiselerinden emîn olamıyorum. Cenâb-ı Hak cümlemize hakîkî îman ihsan buyursun da îmânın sûretinde kalmayalım! (Cenâb-ı Hak îmânı sîreten de yaşamayı cümlemize lûtfeylesin!) Âmîn!”[2]
“Cenâb-ı Hak rûhâniyetinizi hâkim eylesin ve nefsânî arzularınızı dâimâ bertaraf edebilmeyi ihsan buyursun! Kalbe bağlı aklınızı gâlip ve şeytanınızı mağlûb eylesin!”[3]
“«Asıl hür, nefsinin (esîri değil) emîri olan kimsedir!» hükmünce Cenâb-ı Hak bizleri, nefs-i emmâreye âmir, nefs-i mutmainneye de nâil eyleyerek; «Gerçek kullarım arasına katıl ve cennetime gir!» (el-Fecr, 29-30) güzel hitâbına lâyık buyursun! Âmîn!”[4]
DİPNOTLAR
[1] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 84-85, no: 54.
[2] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 104, no: 73.
[3] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 80, no: 49.
[4] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 43, no: 17.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları