Nefsine Hakim Olmak İster Misin?
Îtidâli bozan en mühim âmillerden biri de öfkedir. Öfke, bir âcizliktir. Aklî dengenin kısmen zaafa uğramasıdır. İnsanın zayıflık ve liyâkatsizliğinin bir ifâdesidir, âdeta nefse prim vermektir. Bu itibarla hizmet ehli, öfkesini yutabilmelidir.
Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün ashâb-ı kirâma:
“–Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashâb:
“–Yiğitlerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” deyince, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Hayır! Gerçek pehlivan, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.” buyurdu. (Müslim, Birr, 106)
Hakîkaten, sonu pişmanlık olan en yanlış kararlar, umûmiyetle öfke ânında verilen kararlardır. Bu gerçeğe binâen Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Hiç kimse öfkeliyken iki kişi arasında hüküm vermesin.” buyurmuştur. (Müslim, Akdıye, 16)
Hattâ kendisinden nasihat taleb eden bir sahâbîsine de üç defa peş peşe “لَا تَغْضَبْ : Gazaplanma!” tavsiyesinde bulunmuşlardır. (Buhârî, Edeb, 76)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları