Nisâ Suresi 155. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nisâ Suresi 155. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 155. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Nisâ Suresi 155. Ayetinin Arapçası:
فَبِمَا نَقْضِهِمْ م۪يثَاقَهُمْ وَكُفْرِهِمْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَقَتْلِهِمُ الْاَنْبِيَٓاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌۜ بَلْ طَبَعَ اللّٰهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَل۪يلًاۖ
Nisâ Suresi 155. Ayetinin Meali (Anlamı):
Fakat verdikleri sözden dönmeleri, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: “Kalplerimiz perdelidir” demeleri yüzünden biz onları lânetledik. Aslında Allah, onların kalplerini inkârları yüzünden mühürlemiştir. Artık pek azı dışında onlar iman etmezler.
Nisâ Suresi 155. Ayetinin Tefsiri:
Sözkonusu
edilen sebepler şunlardır:
Allah’ın emirlerini yapıp yasaklarından kaçınacaklarına dair
verdikleri sözü bozmaları,
Allah’ın âyetlerini, ilâhî hükümleri haber veren açık delillerini
ve peygamberler eliyle gösterdiği mûcizelerini inkâr etmeleri,
Peygamberleri haksız yere öldürmeleri,
“Kalbimiz perdelidir, ne söylense tesir etmez, dolayısıyla yapılan
telkinlerin hiç biri kulağımıza girmez”
veya “kalbimiz ilim kaplarıdır, ilimle doludur, yeni bir bilgiye, yeni
bir peygamberin davetine ihtiyacımız yok” demeleri,
Allah’ın, bir erkek aracılığı olmaksızın çocuk yaratabilecek
kudrette olduğuna inanmadıklarından dolayı Hz. Meryem hakkında zina ettiğine
dair büyük bir iftirada bulunmaları,
“Biz, Allah’ın Rasûlü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleridir.[1]
Demek
ki onlar, peygamber olduğunu bildikleri Hz. İsa’yı öldürmeyi istemişler ve buna
azmetmişlerdi. Fakat onu ne öldürebildiler, ne de çarmıha gerip asabildiler.
Zira o dönemde idamlar çarmıha germek suretiyle yapılır, mahkumlar çarmıhta bir
müddet kaldıktan sonra kemikleri, özellikle de omurga kemikleri kırılıp
omiriliği çıkarılarak öldürülürdü. Ancak Hz. İsa’nın yerini haber veren ihbarcı
ona benzetilmiş ve çarmıha gerilerek o katledilmiştir. Hz. İsa’yı ise Allah
Teâlâ, yahudilerin elinden kurtarmış, akıl yoluyla mâhiyetini tam olarak
bilemeyeceğimiz bir yolla kendine, kendi katına yükseltmiştir. Fakat meselenin
nasıl vuku bulduğu ve ayrıntıları konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Ne
Allah’ın onu bedeniyle birlikte yeryüzünden gökteki bir yere yükselttiği, ne de
onun diğer insanlar gibi ölüp ruhunun göğe yükseltildiği belirtilmemiştir.
Mesele o kadar kapalı bir dille anlatılmıştır ki, bu hadise hakkında, onun
olağanüstü ve mûcizevi olduğunu söylemekten başka bir değerlendirme yapmak
imkânsız gibidir. Evet Hz. İsa Allah’a
yükseltilmiştir; kıyamete yakın tekrar dünyaya gelecek ve Peygamber
Efendimiz’in izinde İslâm’ın tebliğini yapacaktır. Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“Hz. İsa, üzerinde kızıl toprak renginde iki
elbise olduğu hâlde iner; haçı kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır, insanları
İslâm’a çağırır. Allah, onun zamanında İslâm hâriç bütün dinleri ortadan
kaldırır. Yeryüzüne emniyet gelir. Bunun bereketiyle arslanlar develerle otlar.
Çocuklar, yılanlarla oynar.” (İbn Mâce, Fiten 33/4077)
Bir başka hadîs-i şerîf de şöyledir:
“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemîn
ederim ki, Meryem oğlu İsa’nın, İslâm şerîati ile hükmedecek adâletli bir hâkim
olarak aranıza ineceği, haçları kırıp, domuzları öldüreceği, Ehl-i kitâptan
cizyeyi kaldıracağı (yâni Ehl-i kitâbın da müslüman olup yahudilik ve hıristiyanlığın
kalkacağı) vakit yakındır. O zaman mal öylesine artar ki, kimse onu kabul
etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamâmından daha hayırlı olur.” Bu hadîs-i şerîfi rivayet eden
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayetinin sonunda der ki: “Dilerseniz şu âyeti okuyun: « Ehl-i kitaptan
her biri ölümünden önce ona mutlaka iman edecek; o da kıyamet günü onlar
aleyhinde şâhit olacaktır.» (Nisâ 4/159)” (Buhârî, Büyû 102, Enbiyâ 49; Müslim, İman 242)
Âyette bahsedilen “İsa hakkında
anlaşmazlığa düşenler”den maksat hıristiyanlardır.
Onların Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi konusunda ortak bir inançları yoktur. Bir
inanca göre çarmıha gerilen kişi Hz. İsa değil, ona çok benzeyen bir adamdı.
Başka bir görüşe göre, çarmıha gerilen kişi Hz. İsa idi, fakat çarmıhta
ölmemişti ve çarmıhtan indirildiğinde yaşıyordu. Bazıları da Hz. İsa’nın
çarmıhta öldüğüne, daha sonra tekrar dirilip havarileriyle birçok kez buluşup,
konuştuğuna inanırlar. Bir kısmı ondan Kutsal Ruh’un çıkarıldığını söylerler.
Bazıları da Hz. İsa’nın ölümünden sonra, insan vücudu içinde dirildiğini ve bu
vücut içinde yükseltildiğini söyler. Tüm bunlar, hıristiyanların bu konuda
gerçek bir bilgiye sahip olmadıklarını, farklı görüşlerini sadece tahminlere
dayandırdıklarını ve bir şüphe içinde bulunduklarını gösterir.
Sonuç olarak:
[1] “Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ey muhâcirler topluluğu! Beş haslet vardır
ki, size ulaşıp da onlarla imtihan olunmanızdan Allah’a sığınırım. 1. Bir
toplumda fuhuş çoğalır ve alenen işlenirse orada vebâ, salgın hastalıklar ve
mûsibetler önceden görülmemiş bir şekilde artar, çığ gibi büyür. 2. Ölçü ve tartıyı eksik tutarlarsa onlar
yıllarca süren bir yokluğa, rızık darlığına mâruz kalırlar ve idarecileri
onlara haksızlık eder. 3. Eğer mallarının zekâtını vermezlerse orada kuraklık
hüküm sürer. Hayvanlar olmasa yağmur bile yağmaz. 4. Allah’a ve Rasûlü’ne
verdikleri ahdi bozarlarsa Allah onlara kendilerinden olmayan bir düşman Mûsâllat
eder de, o düşman ellerindekinin bir kısmını alır. 5. Liderleri Allah’ın kitabıyla
hükmetmez ve başkalarını Allah’ın indirdiklerine tercih ederlerse Allah onların
cezalarını kendi içlerinde kılar.” (İbn Mâce, Fiten 22/4019; Ali el-Müttaki, Kenzu’l-Ummâl, XVI, 80)
Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nisâ Suresi 155. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR