Nisâ Suresi 42. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Nisâ Suresi 42. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 42. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nisâ Suresi 42. Ayetinin Arapçası:

يَوْمَئِذٍ يَوَدُّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَعَصَوُا الرَّسُولَ لَوْ تُسَوّٰى بِهِمُ الْاَرْضُۜ وَلَا يَكْتُمُونَ اللّٰهَ حَد۪يثًا۟

Nisâ Suresi 42. Ayetinin Meali (Anlamı):

Dünyada iken hakkı inkâr edip peygambere karşı gelenler, işte o gün yerin dibine geçirilmeyi isteyecekler ve ne söyledikleri bir sözü ne de yaptıkları bir işi Allah’tan gizleyebilecekler!

Nisâ Suresi 42. Ayetinin Tefsiri:

Her peygamber, kendilerine gönderilmiş olduğu ümmetin şahididir. Nitekim Mâide 117. âyette, Hz. İsa’nın âhiret yurdunda Cenâb-ı Hakk’a “Ben onların arasındayken onlara şâhittim” diyeceği nakledilir. Âlemlerin Rabbi kıyamette her ümmeti hesaba çekerken, şâhitlik görevini o ümmetlerin peygamberleri üstlenecektir. Peygamberlerin Seyyidi olan Resûl-i Ekrem Efendimiz ise, hem Ümmet-i Muhammed’in, hem de diğer bütün peygamberlerin şahidi olacaktır. Hâtemü’l-Enbiyâ olarak o, şahsında her türlü insânî fazileti ve kemâli birleştiren en yüce insan, insân-ı kâmilin en zirve numûnesi, diğer bütün peygamberlerin faziletlerini de şahsında toplamış, hepsinin tebliğlerine vâkıf olmuş âdil bir şâhit olarak diğer peygamberlerin şâhitliklerine şâhitlik eden, onların risalet ve nübüvvet vazifelerini hakkıyla yaptıklarını ikrar eden nihâî beşerî otorite olacaktır.  

Tıpkı Hûd suresindeki istikamet emrinin saçları beyazlatan mesuliyet şuuru gibi, bu âyet-i kerîmenin Rasûlulullah’a yüklediği bütün insanlığı kucaklayan büyük vazîfe, Efendimizi duygulandırırdı. Peygamberimiz (a.s.) bir gün, ashâbın kurralarından Abdullah b. Mes’ûd’a: “Bana Kur’ân oku!” buyurdu. İbn Mes’ûd: “Yâ Rasûlallah! Sana indirilen Kur’ân’ı, ben sana nasıl okuyabilirim?!” dedi. Peygamberimiz “Ben onu, kendimden başkasından dinlemeyi daha çok severim” buyurdu. Bunun üzerine İbn Mes’ûd Nisâ suresinden okumaya başladı. Kıyâmet günü her ümmetten bir şâhit getirip, Rasûlüm, seni de bunlar üzerine şâhit kıldığımız vakit o kâfirlerin halleri nice olacak?” (Nisâ 4/43) ayetine geldiğinde Resûlullah Efendimiz “Yeter!” buyurdu. İbn Mes’ûd Peygamberimize baktığında gözlerinin yaşla dolduğunu görmüştü. (Buhârî, Tefsir 4/9; Müslim, Misâfirîn 247-247)

İşte o dehşetli kıyamet günü Âlemlere Rahmet (s.a.s.) Efendimiz’i üzecek perişan bir halde olmamak için henüz dünyadayken ilâhî emirlere uymanın ehemmiyetine dikkat çekmek üzere buyruluyor ki:

Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nisâ Suresi 42. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...