Nişanın Bozulması Halinde Mehrin ve Hediyelerin Durumu Ne Olur?

İslam'a göre nişanın bozulması halinde mehrin ve hediyelerin durumu ne olur?

Nişanlılar birbirini evlenmeye zorlayamaz ve nişanın bozulmasından ötürü evliliğe ait bir sonuç da meydana gelmez.

PEŞİN OLARAK VERİLMİŞ MEHRİN DURUMU

Ancak, peşin verilmiş olan mehrin veya tarafların birbirine verdiği hediyelerin durumu bir problem olarak ortaya çıkar.

a) Mehrin durumu: Erkek kıza mehir olarak bir şey vermişse, nişan bozulunca bunu geri alabilir. Verilen mehrin durması veya tüketilmiş olması da sonucu etkilemez. Mehir mevcutsa aynen, tüketilmişse bedel olarak geri verilmesi gerekir. Nişanı şu veya bu tarafın bozması yahut nişanı bozmanın şu veya bu nedene dayanması mehrin durumunu etkilemez.[1]

1917 Tarihli Hukuki Aile Kararnamesi 8. madde şöyledir:

“Nişanlılardan birisi vazgeçer veya evlenme isteğine olumlu cevap verdikten sonra ölürse, erkeğin vermiş olduğu mehrin durması halinde, ailesi onu geri alma hakkına sahiptir. Eğer mehir telef olmuşsa, kız tarafı bedelini aynen tazmin eder.”

b) Hediyelerin durumu: Hanefîlere göre, nişanlıların ve ailelerinin birbirine verdiği hediyeler hibe (bağış) hükmündedir. Bu yüzden bağışlanan şeyin telef olması veya tüketilmesi ya da başkasına temlik edilmesi gibi bağıştan geri dönmeyi engelleyen bir durum söz konusu olmadıkça, bağıştan dönmek caizdir. Bu yüzden erkek verdiği hediyelerin durması halinde onları geri alabilir. Fakat nişan yüzüğünün kaybolması, kurbanda götürülen koçun kesilerek tüketilmesi, nişan giysilerinin giyilip eskitilmesi gibi durumlarda hibe edilen şey elde bulunmadığı için, bedel olarak tazmin edilmeleri gerekmez.

Mâlikilere göre, hediyelerin durumu, nişanı bozanın erkek veya kız oluşuna göre değişiklik göstermektedir. Eğer nişanı erkek bozmuşsa hiçbir hediyeyi geri alamaz. Hatta hediyenin mevcut oluşu veya tüketilmiş bulunması da sonucu etkilemez. Eğer vazgeçen kızsa, erkeğin hediyeleri geri alması caizdir. Hediyeler tüketilmişse kadın bunların bedelini tazmin eder.

Şâfi ve Hanbelîlere göre ise, nişanın bozulması durumunda artık hediyeler geri alınamaz. Çünkü hediye hibe hükmünde olup, hibeden dönme teslimden sonra artık caiz değildir. Babanın oğluna yaptığı hibe bunun dışındadır.

Hadiste şöyle buyurulur: “Bir kadın nikâh akdinin sorumluluğunu üstlenmezden önce, kendisine verilen mehir, hediye veya verilmesi va’dedilen şeylerin tümü bu kadına aittir. Nikâh akdi sorumluluğunu üstlendikten sonra verilenler ise, kime verilmişse ona ait olur.”[2]

Dipnotlar:

[1] Zühaylî age, VII, 25, 26; Ömer Nasuhî Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhiyye Kâmusu, İstanbul 1967, II, 12 vd. [2] Şevkânî, Neylûl-Evtâr, VI, 174; Nesâî, Nikâh, 67.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

NİŞAN BOZMAK CAİZ MİDİR?

Nişan Bozmak Caiz midir?

NİŞAN BOZULURSA TAKILAR KİMDE KALIR?

Nişan Bozulursa Takılar Kimde Kalır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.