Nişanlıların Dini Nikah Yaptırması Uygun mudur?

Günümüzde dindar aileler nişanla birlikte dini nikâh yaptırmakta ve böylece nişanlıların görüşmesindeki dini sakıncayı kaldırmayı hedeflemektedir. Böyle bir nikâh tavsiye edilebilir mi?

Ergen ve akıllı olan mü’min bir erkekle, yine ergen ve akıllı olan mü’min kadının iki erkek şahidin önünde birbirine evlenme teklif ederek nikâh akdi yapmaları mümkün ve caizdir. Bunun bir din adamının gözetiminde yapılması düşülebilecek yanlışları engellemesi bakımından daha uygun olur.

NİŞANLILIK DÖNEMİNDE DİNİ NİKAH YAPMAK DOĞRU MUDUR?

Nişanlıların nikâh akdi ise daha çok nişanlılık döneminde daha serbest görüşme, gezme ve yalnız olarak baş başa kalma gibi niyetlerle yapılmakta ve gençlerin cinsel bakımdan daha serbest davranmalarına yol açmaktadır. Ancak henüz fiilen evlenmemiş olan bu nişanlıların yarı bekâr ve yarı evli gibi bir ortama itilmesi çoğu zaman yarar yerine zarar getirmektedir. Erkeğin isteklerine bir sınır getirmek isteyen eşinin davranışları yanlış anlaşılmakta ve nişan bozulabilmektedir.

Nikâhlıların nişanının bozulması özellikle kadının daha fazla zarar görmesine ve acı çekmesine yol açmaktadır. Çünkü nikâhlı olarak nişanlılar başbaşa kalınca, zifaf olmasa bile nişan bozulunca kadın mehrin tamamına hak kazanmaktadır. Erkek mehri vermediği gibi kimi zaman boşamaya da yanaşmayarak aylarca, bazen yıllarca kız tarafını peşinden koşturmakta ve bir çeşit onlardan öç almaktadır.

Nişanlılık döneminde şu noktalara dikkat edilmesi uygun olur.

  1. Nişanlılık dönemi çok uzun süreyi almamalıdır. 6 ay 1 yıl arası normal sayılabilir.
  2. Resmi nikâhtan önce İslâmî nikâh akdi yapma yoluna gitmemelidir. Çünkü İslâmî nikâh eşlere cinsel konuda serbest davranma fırsatı vermekte ve özellikle nişan bozulunca kadının zarar görmesine yol açmaktadır.
  3. Taraflar erken İslâmî nikâh yapmakta kararlı iseler kadın da bir boşanma yetkisi (bk. «Tefvîz-i talak» konusu) almalıdır.
  4. Mehir konusunun açıkça konuşulması, hatta bir teminat olmak üzere kadında bulunması sağlanmalıdır.

Sonuç olarak nişanlılıkta en güzel olan; sürenin kısa tutulması, görüşmelerin İslâmî ölçüler içinde yapılması ve İslâmî nikâhın resmi nikâhtan sonra yapılması daha uygundur. Günümüzde İslâmî evlilik için aranan şartları da dikkate alan Müftülüklerin akdedeceği resmi nikâh, aynı zamanda dini nikâh niteliği de kazanır.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

NİŞANDAN ÖNCE ERKEKLE KIZIN BİRBİRİNİ GÖRMESİ CAİZ MİDİR?

Nişandan Önce Erkekle Kızın Birbirini Görmesi Caiz midir?

NİŞANLILARIN BİRLİKTE YALNIZ GEZİP DOLAŞMASI CAİZ MİDİR?

Nişanlıların Birlikte Yalnız Gezip Dolaşması Caiz midir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.