Nuh Suresi 7. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Nuh Suresi 7. ayeti ne anlatıyor? Nuh Suresi 7. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Nuh Suresi 7. Ayetinin Arapçası:

وَاِنّ۪ي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُٓوا اَصَابِعَهُمْ ف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَاَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًاۚ

Nuh Suresi 7. Ayetinin Meali (Anlamı):

“Kendilerini bağışlaman için onlara yaptığım her çağrı karşısında parmaklarını kulaklarına tıkadılar, bana görünmemek için elbiselerine büründüler, küfürde direttikçe direttiler ve büyüklenip beni dinlemeyi kibirlerine yediremediler.”

Nuh Suresi 7. Ayetinin Tefsiri:

Bütün peygamberler, tebliğ vazifelerini ifâ için çok büyük gayretler göstermişlerdir. Gece gündüz demeden çalışmışlardır. Nûh (a.s.) da büyük bir samimiyet ve gönüllülükle çalışıp çabalamış, kavmini uçurumdan kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Davetini açıktan herkesin duyacağı şekilde ilan etmiş, insanlarla gizli gizli görüşmüş, her yolu denemiştir. Başvurmadığı bir çare kalmamıştır. Fakat o ne kadar gayret gösterdiyse, kavmi tam aksine onun davetinden uzaklaştılar. Onu kabule yanaşmadılar.

Onların Hz. Nûh’un davetine olan nefretleri ve yüz çevirmelerinin şiddeti şu ifadelerle haber verilir:

Birincisi; parmaklarını kulaklarına tıkadılar: Normalde insan bir şeyi duymak istemeyince, bütün parmağını değil parmağının ucunu kulağının içine koyar. Bunlar ise Hz. Nûh’un davetini duymamak için parmak uçlarını değil, parmaklarının hepsini kulaklarını sokup onu en küçük bir sesin bile giremeyeceği şekilde iyice tıkadılar. Bu durum onların duyduğu nefretin derecesini göstermektedir.

İkincisi; elbiselerine büründüler: Hz. Nûh’un sözünü duymak istemedikleri gibi, yüzünü de görmek istemiyorlardı. Yahut bunu, Nûh (a.s.) yanlarından geçerken onları tanımasın ve kendilerini dine çağırmasın diye yapıyorlardı. Nitekim Mekke kâfirleri de aynı küstahlığı Peygamberimiz (s.a.s.)’e karşı sergiliyorlardı:

“Şu hâle bakın, onlar sırf içlerindekini Peygamber’den gizlemek için yan çizer, göğüslerini eğip bükerler. Dikkat edin! Onlar örtülerine büründükleri zaman bile Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sînelerde saklı tutulan bütün gizlilikleri hakkiyle bilendir.” (Hûd 11/5)

Üçüncüsü; ısrar ettiler: Onlar, hem kendi bâtıl yollarında yürümekte ısrar ettiler, hem de gerçek daveti dinleyip kabul etmeme hususunda ısrar edip durdular.

Dördüncüsü; hakkı kabul etmemede büyüklendikçe büyüklendiler. “Senin peşinden gelenler toplumun en bayağı kimseleri iken, bizim sana inanmamızı nasıl beklersin?” dediler. (Şuarâ 26/111)

Bu kadar şiddetli düşmanlık ve nefrete rağmen Nûh (a.s.)’ın sabır ve tahammülle tebliğe devam etmesi ne ulvî bir ahlâkî güzelliktir:

Nuh Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nuh Suresi 7. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...