Nûr Suresi 25. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nûr Suresi 25. ayeti ne anlatıyor? Nûr Suresi 25. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Nûr Suresi 25. Ayetinin Arapçası:
يَوْمَئِذٍ يُوَفّ۪يهِمُ اللّٰهُ د۪ينَهُمُ الْحَقَّ وَيَعْلَمُونَ اَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ الْمُب۪ينُ
Nûr Suresi 25. Ayetinin Meali (Anlamı):
O gün Allah onlara hak ettikleri cezayı eksiksiz verecek; onlar da Allah’ın hakkı, adâleti tam sağlayan ve kendisinden hiçbir şeyin gizlenemeyeceği mutlak Hak olduğunu bileceklerdir.
Nûr Suresi 25. Ayetinin Tefsiri:
Burada
övgüye lâyık kadınların üç vasfına yer verilir:
›
اَلْمُحْصَنَاتُ (muhsanât), kendilerine
isnad edilen zinâ ve çirkin işlerden uzak olan iffetli kadınlar.
›
اَلْغَافِلَاتُ (gâfilât), zinâdan, zinayla ilgili düşünce ve
fiillerden hatırlarına hiçbir şey gelmeyen, duygu dünyaları tertemiz kadınlar.
Dolayısıyla “gâfilât” kelimesi, “muhsanât” kelimesinin ifade edemediği nezâhet
ve temizliği ifade etmektedir.
›
اَلْمُؤْمِنَاتُ (mü’minât), inanılması gereken her şeye
inanan, hakiki ve tafsili bir imanla muttasıf olan kadınlar.
Hz.
Aişe, Efendimiz’in diğer eşleri, iffet, nezâhet ve temizlik bakımından onlara
yaklaşmaya çalışan diğer mü’min kadınlar buna misaldir. Onların birine iftirâ
atmak hepsine iftira atmak gibi günahtır. Bu sebeple, iftirâ atılan sadece Hz.
Aişe olmakla birlikte, bu mânaya dikkat çekmek için çoğul sîgası
kullanılmıştır.
Bu
gibi temiz ve iffetli kadınlara iftirâ atanlar hem dünyada hem de âhirette
lânetleneceklerdir. Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların lâneti onlara
olacaktır. Allah’ın lânet etmesi, dünyada kuldan yardım ve bereketini kesmesi,
âhirette de onu cezalandırmasıdır. Meleklerin ve insanların lâneti ise onlara
beddua etmeleridir. Bu ebedî lânetten başka, onlar için bir de günahlarının
büyüklüğü sebebiyle çok büyük bir azap olacaktır. Nitekim Nebiyy-i Muhterem (s.a.s.):
“-
Helâk eden yedi şeyden sakının!” buyurunca, sahabîler:
“-
Bunlar hangileridir, ey Allah’ın Rasûlü?” diye sordular. Bunun üzerine
Peygamberimiz (a.s.):
“Allah’a
ortak koşmak, sihir yapmak, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana haksız
yere kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak, evli,
namuslu ve kötülüğü aklından bile geçirmeyen kadınları zina ile suçlamaktır” buyurdu.
(Buhârî, Hudûd 44; Müslim, İman 145)
Bu
günahların hepsinden kaçınmak gerekir. Zira o gün yaptıkları günahlara
insanların bizzat kendi dilleri, elleri ve ayakları şâhitlik yapacaktır. Allah
Teâlâ da onlara hak ettikleri ceza ne ise onu eksiksiz verecektir. Onlar,
dünyada iken varlığından gaflet içinde oldukları Cenâb-ı Hakk’ın, Kur’an’da
beyân buyurduğu zat ve sıfatlarıyla gerçekten var olduğunu, hiçbir şeyin O’ndan
gizli kalamayacağını kesinlikle bilecektir. Çünkü o gün gözlerden perde
kalkacak, her şey açıkça görülecektir. Allah Teâlâ buyurur:
“Doğrusu
sen bundan derin bir gaflet içindeydin. Ama şimdi gerçekleri görmeni engelleyen
perdeni kaldırdık; bugün bakışların pek keskindir” (Kâf 50/22)
Dünya
hayatında iyilerle kötüler, iyiliklerle kötülükler, temiz olan ile temiz
olmayan, helâl ile haram münâsebetlerinde; özellikle kadın erkek ilişkilerinde
cereyân eden ilâhî sosyolojik ve psikolojik kanunlara işaret etmek üzere
buyruluyor ki:
Nûr Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nûr Suresi 25. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...