Öğle Namazının Vakti ile İlgili Hadisler
Öğle namazının vakti ne zaman girer ve ne zaman çıkar? Öğle namazının vakti ile ilgili hadisler...
Câbir bin Abdullah radıyallahu anhdan şöyle söylediği rivâyet olunmuştur:
Ben öğle namazını Hz. Peygamber ile birlikte kılar, elimle serinlemesi için bir avuç çakıl taşı alır, secdede alnımı koyacağım yere kor, sıcağın şiddetinden dolayı onların üzerine secde ederdim. (Ebû Dâvûd, Salât, 4/399; Nesêi, Kitâb’us-Salât)
*
Abdullah bin Mes’ûd radıyallahu anhdan:
Rasûlullah, yaz günlerinde namaza duruşunda (gölgenin) miktarı, üç ayaktan beş ayağa kadar, kış günlerinde ise, beş ayaktan yedi ayağa kadardı, dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 4/400; Nesêi, Kitâb’ul-Mevâkıt Vakt-i Zuhur, b. 1, n. 504, s. 251, c. 1)
Hadisin Açıklaması
Hadiste geçen ayaktan maksat uzunluk ölçüsüdür. Yaz günlerinde güneş tepeye dikileceği, yüksekten gideceği için insanın gölgesi kısa olur. Kış günlerinde, güneş yatık geleceği için gölge çok uzun olur. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yaz günlerinde öğlenin sıcağı biraz savuşmuş olsun diye öğle namazını biraz tehir eder, insanın gölgesi üç ayak olunca kılardı.
Bazı kere biraz daha sonra başlardı. Fakat öğlenin son vakti bazı, insanın gölgesi üç ayak, bazı 5 ayak uzunluğuna gelince son bulurdu. Çünkü yaz günlerinde insanın gölgesi 5 ayak miktarına gelince, ikindi vakti girer. Kış günlerinde öğle namazını insanın gölgesi 5 ayak uzunluğuna gelinceye kadar kıldığı gibi, 7 ayak uzunluğuna gelinceye kadar da kılardı. Çünkü kış günlerinde insanın gölgesi 7 ayak olunca ikindi vakti olur.
*
Ebû Zer radıyallahu anhdan:
Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemle beraber bulunuyorduk. Müezzin öğle namazı için ezan okumak istedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona, “serinlenince oku,” dedi. Tekrar, okumak istedi. Efendimiz: iki veya üç defa, müezzine serinleyince okursun dedi. Öyle ki biz tepeciklerin gölgesini gördük. Sonra Rasûlullah şöyle buyurdu: “Sıcak şiddetlendiği zaman namazı serine bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti cehennemin hararetinin yayılmasındandır.” (Maalim-üs-Sünne, c. 1, s. 338) (Ebû Dâvûd, Salât, 4/401; Buharî, Kitâb’ul-Mevâkıt, b. 8, s. 136, c. 1; Müslim, Kitâb’us-Salât, b. 2, n. 616, s. 431, c. 1; Tirmizî, Ebvâb’us-Salât, b. 119, n. 158, s. 297, c. 1)
Hadisin Açıklaması
Fey: Zevalden sonra başlayan gölge demektir.
Feyh-i cehennem: Cehennemin hararetinin etrafa yayılması demektir.
Telül: Kum tepeleri demektir.
Güneş batıya kaymadıkça kum tepeleri arkasında gölge görünmez. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ümmetine kolaylık olsun diye müezzinin ezanı hava serinleyinceye kadar tehir etmesini, iki veya üç defa ikaz buyurdu. Eshab-ı kirâm öğleden sonra kum tepelerinden gölgenin doğuya doğru uzadığını görünce, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ezana müsaade buyurdu. Bu hadislere dayanılarak yaz günlerinde öğle namazını biraz tehir etmek müstehap kabul edilmiştir.
*
Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Sıcak şiddetlendiği vakit namazı serine bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti cehennemin sıcağının etrafa yayılmasındandır.” buyurdu.
İbn-i Mevheb, (anıssalât yerine) “bissalatı” dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 4/402; Buharî, Kitâb’ul-Mevâkıt, b. 7, s. 135, c. 1; Müslim, Mesâcit, b. 32, n. 615, s. 430, c. 1; Tirmizî, Ebvâb’us-Salât, b. 119, n. 157, s. 295, c. 1; Nesêi, Kitâb’us-Salât, b. 1, n. 501, s. 253, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’us-Salât, b. 4, n. 67, s. 222, c. 1)
*
Câbir bin Semüre radıyallahu anhdan:
Hz. Bilal radıyallahu anh öğle ezanını güneş batıya yöneldiği (yıkıldığı) zaman, okurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 4/403; Müslim, Kitâb’us-Salât, b. 33, n. 619, s. 432, c. 2; İbn-i Mâce, Kitâb’us-Salât, b. 3, n. 673, s. 221, c. 1)
Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları
YORUMLAR