Öğle ve İkindi Namazlarında Kıraat

Öğle ve ikindi namazlarında kıraat sesli mi yoksa sessiz mi yapılır? Öğle ve ikindi namazlarında kıraat ile ilgili hadisler.

Câbir bin Semure radıyallahu anh’dan:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öğle ve ikindi namazlarında “Vessamai Vettarik, Vessemâizâtil burûc “ ve sûrelerden bunlara benziyeni okurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 131/805; Tirmizi, Ebvâbu’s-Salât, b. 229, n. 307, s. 111, c. 2; Nesêi, Kitâbu’l-İftitâh, b. Elkırâatü minsalâtil asr. s. 166, c. 2)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in öğle ve ikindi namazlarında çok kere böyle okuduğunu ifade eder, yoksa Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin öğle namazında “Sebbihisme rabbikel’âlâ” sûresini okuduğunu Müslim, “Lokman” ve “Zariyat” sûrelerinden okuduğunu Nesêi, öğle namazının birinci rekatında “Sebbihisme Rabbikel a’lâ” ikinci rekatında “Gaşiye” sûresini okuduğunu yine Nesêi rivâyet eder. Öğle namazının birinci rekâtını, ikinci rekâtından daha fazla uzattığını Buharî rivâyet eder. Fakat neler okuduğunu açıklamaz.

*

Câbir bin Semure radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güneş batıya kaydığı zaman öğle namazını kılar ve “Velleyli İza Yağşa” gibi (sûreler) okur, ikindi ve diğer namazlarda da öyle yapar, ancak sabah namazını uzatırdı. (Ebû Dâvûd, Salât, 131/806; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 35, n. 458, s. 337, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-İftitâh, b. Kıraatü Firrek’ateynil Ûleyeyn fi Salâtil Asr, s. 166 c. 2)

Hadisin Açıklaması

– Öğle namazı geniş bir vakitte kılınıyor, onun için öğle namazında orta uzunluktaki sûreler okunabilir.

Sabah namazının birinci rekâtında daha çok okunmasının sebebi ise; sabah uyku vaktidir. Ezânla uyanan herkes namaza aynı anda yetişemezler, namaza yetişmek isteyenleri cemaat sevabından mahrum etmemek için sabah namazının birinci rekâtı, ikinci rekâtten bir misli daha fazla uzatılır.

*

İbn-i Ömer radıyallahu anh’dan:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazında (tilâvet) secdesi yaptı, sonra kalktı rükû etti. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in secde sûresini okuduğunu gördük.

Muhammed bin İsâ şöyle dedi:

– Râvîlerden “Ümeyye”yi Mu’temir’den başkası zikretmedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 131/807)

*

Abdullah bin Ubeydullah radıyallahu anh’dan:

Abdullah bin Ubeydullah’tan: İbn-i Abbas radıyallahu anh’ Hâşimîlerden gençler içerisinde olduğu halde yanına vardım. Bizden bir gence:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öğle ve ikindide okur muydu, okumaz mıydı? İbn-i Abbas’a sor, dedik. İbn-i Abbas:

– Yok, yok dedi ona: Belki içinden okumuştur, denildi. (İbn-i Abbas):

– Derin soyula! Bu öncekinden daha şerli ya!

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kendisine gönderileni tebliğ etmeye memur bir kuldur. Biz halka şamil olmaksızın, üç hasletten başka bir şey ile tahsis olunmadık.

  1. Abdesti tastamam almak.
  2. Zekât yememek
  3. Eşeği kısrağa aşırmamakla emir olunduk. (Ebû Dâvûd, Salât, 131/808; Tirmizi, Ebvâu’l-Cihad, b. 23, n. 1701, s. 205, 4)

Hadisin Açıklaması

Hamşen: Aleyhte yapılan duada kullanılır, yüzün soyula, derin soyula, demektir.

Gizli okunan rekâtlarda okunup okunmayacağı hakkında İbn-i Abbas’tan üç rivâyet var.

  1. Gizli okunan rekâtlarda kıraat edilip edilmeyeceğinde şüphe eder. Bir sonra gelecek rivâyette olduğu gibi.
  2. Okunmasını reddeder, bu rivâyette olduğu gibi.
  3. Okunacağını isbat eder, o da Eyyûb’un Ebû’l-Âliye’den rivâyetidir. Bu rivâyette Ebûl- Âliye diyor ki: İbn-i Abbas’a öğle ve ikindi namazlarında okuyayım mı? Dedim. İbn-i Abbas:

– O imamındır, ondan biraz veya çok oku, dedi.

İbn-i Abbas: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mensup olduğu Hâşimîlerin üç şeyle emrolunduklarını, bunlardan:

  1. Abdestin bütün şartlarına, edeplerine riayet etmeleri.
  2. Zekât yememeleri, Hâşimîler zekât almazlar, sadaka almazlar, çünkü zekât malın kiridir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in pak soyuna kirli gıda yemek uygun düşmez.
  3. Erkek merkepleri kısraklara çekip katır üretmekten de men olundular. Çünkü at harb vasıtasıdır. Atın yaptığını katır yapamaz, onun çevikliği katırda yoktur. At neslinin kesilmemesi için Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in nesli, eşeği kısrağa çekmekten men olunmuşlardır.

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, öğle ve ikindi (namazlarında) okur muydu, okumaz mıydı? Bilmiyorum, dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 131/809)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

FARZ NAMAZLARIN 3 VE 4 REKATLARINDA ZAMMI SURE OKUNUR MU?

Farz Namazların 3 ve 4 Rekatlarında Zammı Sure Okunur mu?

NAMAZ SURELERİNİN SIRASI İLE OKUNUŞU

Namaz Surelerinin Sırası ile Okunuşu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.