Öğrencilerin Gönüllü Berberi

Aksaray'da 25 yıl kuaförlük yapan Güler Akkurt, dükkanını kapattıktan sonra mahalle okulundaki ihtiyaç sahibi çocukların saçlarını ücretsiz kesmeye başladı.

Aksaray'da 25 yıllık kuaför dükkanını kapatarak emekli olan Güler Akkurt, gecekonduların yoğun olduğu mahalledeki okulda, ihtiyaç sahibi öğrencilerin gönüllü kuaförlüğünü yapıyor.

Yavuz Sultan Selim Mahallesi'nde yaşayan iki çocuk annesi 42 yaşındaki Akkurt, emekli olduktan sonra iş yerini kapatarak ev işleriyle ilgilenmeye başladı. Çocuklarının da eğitim gördüğü Atatürk İlkokulu'na gelip giderken, öğrenciler için bir şeyler yapmaya karar veren Akkurt, okul müdürüyle görüştü.

HAFTANIN ÜÇ GÜNÜ ÖĞRENCİLERİ ÜCRETSİZ TIRAŞ EDİYOR

Talebi olumlu karşılanan Akkurt, okulda kendisi için ayrılan bölümde, haftanın 3 günü kız ve erkek öğrencilerin saçlarını ücretsiz kesmeye başladı.

Akkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 6 ay önce iş yerini kapattığını belirterek, "İş yerimi kapattıktan sonra ev işleri ve çocuklarımla ilgilendim. Fakat bir süre sonra sıkılmaya başladım. Sürekli mahallemizdeki bu okula çocuklarımı bırakmaya gelirim. Öğrenciler için kendimce bir şeyler yapmak istedim. Çocukların saçlarını gönüllü kesebileceğimi söyleyince okul müdürü kabul etti. Haftanın birkaç günü gelip okuldaki çocukların saçlarını kesiyorum. Çocuklar mutlu olunca ben de mutlu oluyorum." diye konuştu.

Okul müdürünün, saçı kesilecek öğrenciler için haftada bir kaç gün kendisini aradığını dile getiren Akkurt, "Buraya gelerek hem mesleğimi sürdürmenin mutluluğunu hem de çocuklarla bir arada olmanın sevincini yaşıyorum." dedi.

VELİLER DE ÖĞRENCİLER DE ÇOK MEMNUN

Okul müdürü Recep Çelen de okulun dar gelirli ailelerin yoğun yaşadığı bir bölgede yer aldığını ifade etti.

Ailelere yönelik çeşitli sosyal çalışmaları bulunduğunu dile getiren Çelen, "Velilerimizden Güler hanım, kuaför. Mesleği bırakarak emekliliğini bekliyor. Okuldaki öğrencilere katkı sunmak adına öğrencilerin ücretsiz saçlarını kesmek istediğini söyledi. Biz de kendisine okul içinde bir yer tahsis ettik. Güler hanım haftanın birkaç günü gelir ve çocuklarımızın saçını keser. Çocuklarımız için eğlenceli oluyor. Velilerimiz de bu durumdan oldukça memnun." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.