Okçuluk Araştırmaları Enstitüsü Hizmete Açıldı

Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, Okçuluk Araştırmaları Enstitüsü'nün açılışında yaptığı konuşmada, "Burada sadece spor yapılmıyor. Sporcular kültürlerini tanıyorlar. Onun için bu enstitünün misyonu çok önemli." dedi.

Okçuluk Araştırmaları Enstitüsü, düzenlenen törenle Okçular Vakfı'nda hizmet vermeye başladı.

Açılış töreninde konuşan Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, ileriki dönemlerde de okçuluk sporunun gelişimi adına dünyada eşi benzeri olmayan birçok uygulamayı hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi.

Açılışını yaptıklarını enstitünün de bu düşüncelerinin bir adımı olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugün buradaki çalışmalarımızı yeni bir konuma taşımış bulunuyoruz. Kuruluşundan bu yana Türkiye'de okçuluk sporu başta olmak üzere geleneksel sporlarımıza ilgi oldukça fazla olmuştur. Tabii sadece geleneksel sporlarımız değil, gençlerimiz yeter ki spor yapsın diyenleriniz olabilir. Ancak bin yılı aşkın süredir dinimizin sancaktarlığını ecdadımız yapmış, Türk denildiği zaman Müslüman akla gelmiş. Bu millet, disipliniyle, savaşçı ruhuyla, fedakarlığıyla Allah vergisi bir kabiliyete sahip olduğu için bağımsızlığını koruyabilmiş.

Bağımsızlığı elinden alınamamış başka millet pek yoktur. Ancak kültürlerini aşılamaya çalışarak tutsak etmeye çalışmışlar. Bizim kendi kültürel öğelerimizin yer aldığı sporlarımızı yapmak, bağımsızlığımızı korumakla ilgili bir durum. Burada sadece spor yapılmıyor. Sporcular kültürlerini tanıyorlar. Onun için bu enstitünün misyonu çok önemli. Okçuluk adına ne yapılmış, ne çalışılmış, ne söylenmişse enstitümüz referans kaynağı olacaktır. Okçuluk sporuyla nesiller boyu kültürümüze tesir edecek çalışmalar yapıyoruz.

"AKADEMİSYENLER İÇİN BURADA YENİ ALANLAR AÇILMIŞ OLACAK"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan ise İstanbul'da doğup büyümesine rağmen, Okmeydanı isminin nereden geldiğini ancak kitaplardan öğrendiğini ancak tesisin inşa edilmesiyle okçuluk sporuna önemli katkılar verildiğini söyledi.

Bir zamanlar kıyafetin dahi spor yapmaya engel olduğunu ifade eden Kan, "Fiziksel engellerin yanı sıra kıyafetle alakalı engelleri de aşmış bulunuyoruz. Bu da Sayın Cumhurbaşkanımızın sayesinde oldu. Bundan sonra okçuluk sporunun akademik manada gelişmesi için enstitümüz de hizmet verecek. Akademisyenler için burada yeni alanlar açılmış olacak." diye konuştu.

Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız ise vakfın okçuluk sporunun hak ettiği yere gelmesi için çalıştığına dikkati çekerek, "Medeniyet coğrafyasında Türk kültürünün çok daha iyi tanıtılıp aktarılması için elimizdeki tüm imkanları seferber ediyoruz. Okçuluğun gelişimi için birçok yatırımı devreye aldık ve bu noktada çalışmalarımızı sürdürdük ama bizler durmayacağız. Hem bilimsel, hem de sportif anlamda Türk okçuluğunu zirveye çıkarmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız." ifadelerini kullandı.

İstanbul Valisi Vasip Şahin ise Okçular Vakfı'nın, kültürel ve bilimsel anlamda önemli bir boşluğu doldurduğunu belirterek, "Önce iyi yetişmek önemli. Ahlakıyla, davranışıyla ve etrafına olan ilgisiyle kişi kendini ortaya koyar. Bu davranışlarımızı da kültürümüz etkiler. İşte burada kültürümüzü, gerçekten bir medeniyet toplumu olmayı öğreniyoruz. Gelecek nesillerin inşasında, daha sağlam, daha vatanperver bir şekilde onları kazanıyoruz" şeklinde konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ise enstitünün kurumsal bir yapıya kavuşmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Gençlerimize örnek olacak bir tesis ve enstitü olmuştur. Vakfın bugüne kadar yaptığı çalışmalar ile gurur duyuyoruz. Hizmete açılan enstitü, Türkiye’de bir ilk olmasının yanı sıra Türk kültür ve medeniyet dünyasına akademisyenlerimiz vasıtasıyla birçok bilimsel eser kazandıracaktır."

Törende ayrıca Okçular Vakfı Spor Kulübü'nün başarılı sporcuları ödüllendirilirken, Anadolu Fethi Malazgirt 1071 Anma Etkinliği ödül töreni de gerçekleştirildi.

Ayrıca, Devlet Arşivleri ve İstanbul Fetih Cemiyeti iş birliği protokolü de imzalandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.