Okul Çantanız En Fazla Kaç Kilo Olmalı?

Milyonlarca öğrenci okulun yolunu tutmaya hazırlanırken, uzmanlar öğrenci, öğretmen ve velileri muhtemel enfeksiyon hastalıkları ile ortopedik risklere karşı uyardı. Uzmanlar okul çantalarının çocuğun toplam ağırlığının  yüzde 10-15’ini geçmemesi gerektiğini belirtiyor.

Yeni eğitim-öğretim yılı için ilk ders zili çalacak. Milyonlarca öğrenci okulun yolunu tutmaya hazırlanırken, hekimler öğrenci, öğretmen ve velileri muhtemel enfeksiyon hastalıkları ile ortopedik risklere karşı uyardı.

Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Özkılıç, AA muhabirine aileleri telaşlandıran bağışıklık sistemi hastalıkları hakkında bilgi verdi.

Bağışıklık sisteminin öncelikle mikropların vücuda girmesini engellemeye çalıştığını, bu noktada başarılı olamazsa mikropları vücuda girdiği noktada yok etmeye çalıştığını belirten Özkılıç, "Bağışıklık sistemi mikropları vücuda girdiği yerde yok edemezse yayılmasını engelleyerek sadece o bölge ile sınırlı enfeksiyon olarak kalmasını sağlamaya çalışır. Bağışıklık sistemi bu fonksiyonlarını hayat boyu sürdürerek bizleri hastalıklara karşı korur." bilgilerini verdi.

Bağışıklık sistemi fonksiyonlarının akyuvarlar, timus bezi, dalak, lenf bezleri, kemik iliği gibi birçok organın birlikte çalışması ile yerine getirildiğini anlatan Özkılıç, "Bunlardan herhangi birinde oluşabilecek hastalıklar, bağışıklık sisteminde de zafiyet oluşturur. Başta anne sütü ile beslenme olmak üzere, çocukluk çağında geçirilen hastalıklar ve uygulanan aşılar, bağışıklık sisteminin gelişimine katkıda bulunur. Bu nedenle çocukluk çağında enfeksiyon hastalıkları daha sık görülür. Bağışıklık sistemi kötü beslenme, olumsuz çevre şartları, uykusuzluk, aşırı yorgunluk ve stresle beraber zayıflar." diye konuştu.

A TİPİ SARILIK OKUL ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLÜYOR

Grip rahatsızlığının, solunum yoluyla bulaşan ve özellikle eylül ile mart aylarında görülen, öksürük, ateş, halsizlik ve nezle ile seyreden bir hastalık olduğunu aktaran Özkılıç, "Öksürük, burun akıntısı ya da tıkanıklığının ardından akciğer enfeksiyonu, sinüzit ve orta kulak enfeksiyonu gibi hastalıklara zemin hazırlayabilir. 6 aydan büyük tüm çocuklara mevsimsel grip aşısı yapılmalıdır." hatırlatmasını yaptı.

Özkılıç, okul çağı çocuklarında görülen döküntülü hastalıklardan kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve suçiçeği için Sağlık Bakanlığı tarafından ilk dozu bir yaşında ve hatırlatıcı dozu 6 yaşında olmak üzere tüm okul çocuklarına rutin aşı yapıldığını söyledi.

Çocuklarda önemli olan bir diğer hastalığın sarılık (hepatitler) türleri olduğunu hatırlatan Özkılıç, "Özellikle dışkı ile bulaşmış yiyeceklerle ağız yoluyla geçen A tipi sarılık okul çocuklarında sık görülmektedir. Sarılıktan korunmanın yollarının başında gıda ve el temizliği geliyor. Yine de yüzde 100 korunmak için mutlaka aşı yapılmalıdır. Hepatit A aşısı eksik olan okul çocukları mutlaka 6 ay arayla iki doz şeklinde aşılanmalıdır." uyarısında bulundu.

ÇANTANIN ASKI VE SIRT DESTEKLERİ YETERLİ VE YUMUŞAK OLMALI

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Levent Arslan ise okul çağındaki çocuklarda duruş bozukluğuna (Postüral kifoz) karşı çeşitli önerilerde bulundu.

Okul çantalarının toplam ağırlığının çocuğun ağırlığının yüzde 10-15’ini geçmemesi gerektiğini belirten Arslan, "Çanta her zaman çift omuzda taşınmalıdır. Tek taraflı taşınması, omurganın ağırlık olan  tarafa doğru eğilmesine yani skolyoza zemin hazırlayabilir. Hatta bu tarz yanlış kullanımların ilerde bel fıtığı gibi bazı omurga sorunlarına zemin hazırlayabileceği iddia edilmektedir. Ayrıca omuz ve sırt ağrısını azaltmak için çantanın askı ve sırt destekleri yeterli ve yumuşak olmalıdır. İnce askılı çantalar omuz üstündeki kaslarda baskıya neden olabileceğinden zedelenmelere yol açabilir. Omuz askılarının boyu öğrenciye göre ayarlanmalıdır. Fazla uzun bırakılmamalı, çantanın ağırlığı belden aşağıya sarkmayacak şekilde kısa olmalıdır." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.