Okul İçin ‘ferhat Gibi’ Dağları Deldiler

Van’ın Çatak ilçesi’nde her gün 3,5 kilometre yürüyerek okula gitmek zorunda kalan 30 öğrenci için dağın yamacı yarılarak okul alanı oluşturuldu.

Van’ın Çatak ilçesinin dağlık bölgesindeki Toyga Mahallesi Samanlı Sokak’ta, bölgenin zorlu coğrafyasına rağmen okula gitmek için her gün 3,5 kilometre yürüyen öğrencilerin yaşadığı çile sona eriyor.

Çatak Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Hacı Asım Akgül, yıllardır öğrencilerin yaşadığı sıkıntının giderilerek, evlerine yakın bölgede eğitim görmelerini sağlamak amacıyla yeni bir okul yapılması talimatı verdi.

Yapılan araştırmalar sonucu düz arazinin bulunmadığı bölgede 2 bin metre yükseklikte “Armut Tepesi” diye adlandırılan dağın yamacına okul yapılması kararı alındı.

ÖĞRENCİLERİN OKUL YOLU ÇİLESİNE SON

Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen mühendislerle bir derslik ve lojmanın yapılacağı alanı inceleyen Akgül, öğrencilerin daha sağlıklı ortamda eğitim almasını sağlamak amacıyla belediye imkanlarını da seferber etti.

Belediyenin iş makineleriyle bir aylık çalışma sonucu dağın yamacını yarıp, kayaları kıran belediye ekipleri, zemini düzelterek yeni okul için bin metrekarelik alan oluşturdu.

“RESMEN DAĞLARI DELİYOR VE YER AÇIYORUZ”

Akgül, zor coğrafyaya rağmen her gün yürüyerek okula gitmek zorunda kalan 30 öğrencinin yaşadığı sıkıntıyı gidermek için çaba gösterdiklerini söyledi.

Bölgenin zor koşullarına rağmen okumaya çalışan öğrencilerin yanında olduklarını vurgulayan Akgül, şunları dile getirdi:

“Çok zor bir coğrafyada yaşadıkları için öğrencilerimiz yürüyerek okula gitmek zorunda kalıyor. Ortaokul kısmı da yatılı kalıyor. Buraya ilkokul yapmayı planlıyoruz. Dağı yardık ve alan açtık. Çünkü burada coğrafyadan dolayı düz alan yok. Belediyenin kırıcısı bir ay çalışarak yeri açtı. Resmen dağı yardık, kayayı kırdık ve okul için alan açtık. Çocuklarımızın ailelerine en yakın yerde en zahmetsiz şekilde eğitim almasını istiyoruz. Bu sene projesini hazırladık. Önümüzdeki yıl okulumuzu tamamlayarak öğrencilerimizi çektikleri zahmetten kurtaracağız. Burası kışın kurtların indiği bir bölge. Çocukların can güvenliği de risk altındaydı. Bunların tespitlerini yaptık ve Milli Eğitim Müdürlüğüyle birlikte değerlendirdik. Proje tamamlandı, bu sene okulun ihalesini yapacağız.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.