Ömür Orucu Nedir, Nasıl Tutulur?

RAMAZAN ÖZEL

Nefsimizin boynu az da olsa eğilmeye başlamışken var mısınız ömür orucuna niyet etmeye?

Sayılı günler çabuk geçer sözünün en gerçekçi şahidi mübarek Ramazan-ı Şerif’tir. Daha dün gönüllerimiz,  kalblerimiz, evlerimiz, mutfaklarımız Ramazan-ı Şerif’i karşılamakla meşgullerdi.

Kimilerimiz heyecanla, iştiyakla Ramazan’ı beklerken, kimilerimiz nasıl dayanırız endişesi içinde, kimilerimiz ise cesaret edip euzü bile çekemedik ne yazık ki... Bak..! Bitti bile.

İnsan ömrünün ne çabuk geçtiğinin en belirgin işaretidir Ramazan-ı Şerif ayları. Bu geçen zamana kıyasla ömrümüzü düşünelim:

Sahur ve iftar arası kadar bile değildir. Önce Ramazan orucunu inceden inceye bütün güzellikleriyle derin bir tefekkürden geçirelim.

Dünyevi olarak sağladığı faydaları, huzuru, aile birlikteliklerini, bedensel rahatlığı ve akabinde manevi hazzı, muhabbeti, lütufları, mükafatları, bir günümüzün belirli saatler içindeki nefsani terbiyeye bu kadar ecr, sevap ve mükafat veriyorken Rabbim, yok denecek kadar kısa olan bu ömrümüzde, nefsimizi dört koldan bağlayıp ömür orucuna niyet etsek ne ihsanla ne lütuflarla donatılırız kim bilir. Nefsimizin boynu az da olsa eğilmeye başlamışken var mısınız ömür orucuna niyet etmeye?

ÖMÜR ORUCU NEDİR?

Normal şartlarda son nefesine kadar savaşacağın düşmanına karşı kendini daha bir muhafazakar hale getirmek, bir nevi kurşun geçirmez zırh giymek, nefsin ve şeytanın hamlelerine karşı ön tedbir almaktır.

Bir günlük niyetin nasıl ki seni bedenen ve manen niyet ettiğin yasaklardan koruyorsa bu da şükrünü hiç bir şekilde eda edemediğimiz imanımızın, inancımızın, kulluğumuzun yasak ve haramlardan korunmasıdır.

ÖMÜR ORUCU NASIL TUTULUR?

“Ya Rabbi bu ana kadar bilemedim. Avarelikle, gafletle geçen günlerime, içimdeki amansızca büyütmüş olduğum nefsime pişmanım. Buyuruyorsun ya insan ömrü dünya zamanında bir kuşluk vakti kadardır.

Ben bu zamanımın ne kadarını harcadım bilmiyorum ama geri kalan ömrümde Senin rızan ile, rızan için, rızan doğrultusunda, kulluğumu, maneviyatımı, amellerimi, niyetimi dünyevi bütün kötülüklerden, ihtiraslardan, benlikten, riyadan, ucubtan,  kibirden, muhafaza ederek mahşere kadar razı olduğun şekilde ömür orucumu tutmaya, huzur-u mahşerde kevser ırmağının başında Habibinin elinden kevser şarabıyla açmaya niyet eyledim. Ya Rabbi, Sen beni bu niyetimde daim kıl, nefsimin ve şeytanın görünür görünmez tuzaklarına karşı uyanık eyle, amin!” diyerek duamızla birlikte niyetimizi edip haram ve yasaklardan kendimizi koruyarak nasıl ki Ramazan boyu tam bir teslimiyetle iftar saatimizi bekliyorsak, mahşer yerinde de lebbeyk, lebbeyk nidasını bekleyip altın taslar içinde sunulan kevserle orucumuzu açacağız inşallah.

Hani buyuruyor ya Allah Teala:

“Ben kulumun zannı üzereyim” biz de ömür orucumuzu en muhafazakar bir şekilde tutup ecrini, sevabını Rabbimizden bekleyelim ki beklediğimize, umduğumuza, zannımıza nail olalım inşallah.

Kaynak: Fatma Çam, Altınoluk Dergisi, Sayı: 388