“On Şey Fıtrattandır” Hadisinin Şerhi

HADİSLER

“On şey fıtrattandır” hadisi ne anlatmak istiyor? “On şey fıtrattandır” hadisinin şerhini yazımızda okuyabilirsiniz.

Aişe radıyallahu anha dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

On şey fıtrattandır:

Bıyığı kırpmak, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, (abdestte) burnuna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını yıkamak, koltuk tüyünü yolmak, eteği tıraş etmek ve eteğine su saçmak, yani su ile taharetlenmek.

Zekeriyya dedi ki; Mus’ab şöyle dedi:

Onuncuyu unuttum ancak mazmaza olabilir. (Ebû Dâvûd, Taharet, 29/53; Müslim Kitâb’ut-Tahâret, B.16, n. 261/56 s. 223, c. 1; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, n. 2758; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, B.8, n. 293, s. 107, c. 1; Mesai Kitâb-ı Zinet n. 5043)

“ON ŞEY FITRATTANDIR” HADİSİNİN ŞERHİ

Bu on sünnet geçmiş Peygamberlerde de vardı.

Büyük Peygamberlerden birisi olan Hz. İbrahim bu on sünnetle emrolunmuştu. Hz. İbrahim’in soyundan olan Rasûl-i Kibriya’ya da bu on şeyi yapmak farz kılınmıştı. Fakat bizim için Sünnettir.

  1. Bıyıkları kırpmak: Bıyıklar dudaklara sarkmayacak şekilde kırpılır, kısaltılır. Bıyıklar kısaltıldığı gibi kaş uzunluğunda dudak üzerinde bırakılır. Dudakları örtecek şekilde uzatmak harp gibi bir sebep bulunmadıkça mekruhtur.
  2. Sakal bırakmak: Rasûl-i Ekrem Efendimizin sünnetlerindendir.

Rasûl-i Ekrem Efendimizin sakalı bir kabza idi, uçlarını keserdi.

Sakalın bir kabzadan fazlası kesilir. Kabzadan daha kısası sünnete uygun değildir.

Sakalı siyaha boyamak mekruhtur.

Sakalda bulunan beyaz kılları koparmak da uygun değildir. Çünkü o beyaz kıllar mü’minin nurudur. Ama “Dürrül muhtar”da beis yoktur denilmiştir.

  1. Misvak kullanmak:
  2. Abdest alırken burnuna üç defa su çekmek: Gusülde burnuna su çekmek İmâm-ı Azam’a göre farzdır.
  3. Tırnakları kesmek: Sünnettir. 40 gün kadar uzatmak mekruhtur. Tırnaklar her hafta cuma günü öğleden sonra kesilmeli. Tırnak altında pisliklerin birikmesine meydan verilmemelidir.

Kadın ve erkek bu sünnete uymalıdır. Tırnakları uzatıp üzerine altına su geçirmeyecek oje kullanmak abdeste mani olduğu gibi, gusle de manidir. Ancak harb esnasında düşmanla yumruk yumruğa gelip onların yüzlerini tırnakla yaralayıp kendini müdafaa etmek için tırnak uzatılabilir.

Tırnaklar Cum’adan başka günlerde de kesilebilir. Yeter ki uzayıp çirkin bir manzara arz etmesin.

  1. El ve ayak parmaklarının boğumlarını yıkamak da sünnettendir. Çünkü bu mafsallar kir ve mikrop yatağıdır.
  2. Koltuk altını yolmak: Mümkün olduğu kadar sık yapılmalı kılların uzamasına meydan verilmemelidir. Yahudiler koltuk altı temizliğine dikkat etmezlerdi. Bunun için Rasûl-i Ekrem Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Koltuk altını ve eteğinizi temizleyiniz. İsrail Oğulları buna dikkat etmediklerinden, kadınları fuhşiyata saptılar,” buyurdu.

Koltuk altını yolmak zarar verir, acıtırsa traş etmekle de sünnet yerine gelmiş, temizlik sağlanmış olur.

  1. Etek traşı yapmak: Bu da koltuk altı gibidir fakat cünüpken hem koltuk altını hem de eteği traş etmemeli, gusul ettikten sonra traş etmeli, çünkü mü’minin bedeninden kopan her parça toprağa gömülür.

Toprağa gömülürken de temiz olması gerekir. Aksi halde sahibinden şikâyetçi olabilir.

  1. Taharette su kullanmak da sünnettir. Buna intikas tabir edilir.
  2. Abdestte ağza su çekmektir. Gusülde ağıza su çekmek İmâm-ı Azam’a göre farzdır.

Ravilerden Mus’ab bin Şeybe unuttuğu 10. sünnetin mazmaza olduğunu zannediyor. Fakat Kadı Iyâz: 5 şey sünnettendir, diye başlayan diğer rivâyette zikredilen hıtanın (sünnetin) 10. sünnet olacağını kaydediyor.

Çocuklar için sünnet İslâm şiarındandır. Sünnet İslâm şiarından olduğu için bazı ilim adamları onun vacip olduğu görüşündedirler.

Sünnetin günü yoktur. Çocuğun doğuşunun 7. gününden sonra başlar, 10 yaşına kadar istenen zaman içinde sünnet yapılabilir.

7. gün sünnet yapmak uygun değildir çünkü:

Yahudiler çocuklarını doğumunun 7. günü sünnet ederler, onlara benzememek için 7. günü sünnet yapmamalı.

Sünneti büluğ çağına kadar bırakmamalıdır.

Doğuştan sünnetli olan çocukları tekrar sünnet etmeğe lüzum yoktur.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları