“Onlar Namazlarında Devamlıdırlar” (Me'âric, 23) Ayetinin Tefsiri
“Onlar namazlarında devamlıdırlar.” (Me'âric suresi, 23) ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.
Ayet-i kerimede buyrulur:
اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَٓائِمُونَۖ
Elleżîne hum ‘alâ salâtihim dâ-imûn(e).
“Onlar namazlarında devamlıdırlar.” (Me'âric suresi, 23)
Tefsir:
- Ancak namazı hakkıyla kılanlar böyle değildir.
- Onlar namazlarında devamlıdırlar.
Onlar namazlarını hakkıyla kılar ve bunu edaya büyük bir sabır ve aşkla devam ederler. Terk, ihmal veya tembellik göstererek namazlarını kesintiye uğratmazlar. Namaz içindeki huşu, hudu ve Allah’a tâzim hallerini namazı bitirdikten sonra da sürdürürler. Allah’ın razı olduğu mü’min kişiliğinin oluşmasında namazın ne kadar ehemmiyetli olduğu anlaşılmaktadır. Bunun en güzel misallerinden birini Hz. Ömer göstermiştir. Misver b. Mahreme (r.a.) şöyle anlatır:
“Ömer b. Hattâb (r.a.) hançerlendiğinde zaman zaman baygınlık geçiriyordu. Bir keresinde yanına girdim, üstüne bir örtü örtmüşler, kendinden geçmiş vaziyette yatıyordu. Yanındakilere:
«–Durumu nasıl?» diye sordum.
«–Gördüğün gibi baygın» dediler.
«–Namaza çağırdınız mı? Eğer hayattaysa onu namazdan başka hiçbir şey korkutup uyandıramaz» dedim. Bunun üzerine:
«–Ey Mü’minlerin Emîri namaz! Namaz kılındı!» dediler. Hz. Ömer hemen ayıldı ve:
«–Öyle mi? Vallahi namazı terk edenin İslâm’dan nasîbi yoktur.» dedi. Kalktı ve yarasından kanlar akarak namazını kıldı.” (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, I, 295; İbn Sa‘d, et-Tabakât, III, 35; Muvatta, Tahâret 51)
İbâdetler husûsundaki titizliğin en canlı misallerinden biri de Kafkasların şanlı mücâhidi Şeyh Şâmil’e âittir. O, 1829’daki Gimri savunmasında, birçok süngü, kılıç ve kurşun yarası almıştı. Göğsünden girip sırtından çıkan bir süngü ciğerini parçalamış, ayrıca kaburgaları ve sağ köprücük kemiği kırılmıştı. Cerrah olan kayınpederinin tedâvileri neticesinde altı aya yakın bir zamanda ancak kendine gelebildi. Yaralandığı günden itibâren 25 gün boyunca komada yatan bu genç mücâhid, yirmi beşinci günün sonunda kendine gelip gözlerini açınca, başucunda annesini buldu. Ona söylediği ilk sözü:
“–Anacığım! Namaz vakti geçti mi?” oldu. (İbrâhim Refik, Efsâne Soluklar, İstanbul, 2002, s. 78)
Kaynak: kuranvemeali.com