“Onların Sözünü Dinleyip Kendilerine İtaat Edin” Hadisi
Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?
Ebû Hüneyde Vâil İbni Hucr radıyallahu anh şöyle dedi:
Seleme İbni Yezîd el-Cu’fî Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
- Yâ Nebiyyallah! Başımıza kendi haklarını bizden isteyen, fakat bizim hakkımızı bize vermeyen yöneticiler tâyin edilirse, bize ne yapmamızı emredersin? diye sordu.
Resûl-i Ekrem onun bu sorusuna cevap vermedi. Bir daha sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Onların sözünü dinleyip kendilerine itaat edin. Onlar yapmaları gerekenden, siz de yapmanız gerekenden sorumlusunuz.”
(Müslim, İmâre 49-50. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 30)
- Vâil İbni Hucr Kimdir?
Vâil İbni Hucr Hadramut kralıydı. Hz. Peygamber’in İslâmiyet’e dâvet ettiğini haber alınca, tacını tahtını bırakıp bir heyetle birlikte Medine’ye doğru yola çıktı. Resûlullah Efendimiz onun İslâmiyet’i kabul etmek niyetiyle gelmekte olduğunu, daha Medine’ye ulaşmasından üç gün önce ashâbına haber verdi. Vâil huzuruna girince, Efendimiz, ona değer verdiğini göstermek için mübarek ridâsını çıkarıp yere serdi ve üzerine onunla birlikte oturdu.
Vâil’in geldiğini öğrenen ashâb-ı kirâm Mescid-i Nebevî’de toplanınca, Efendimiz Vâil’i yanına alarak bir konuşma yaptı. Onun Yemen’in Hadramut bölgesinden hiçbir tesir altında kalmadan, sırf müslüman olmak arzusuyla geldiğini söyledi ve kendisine dua etti. Vâil bir müddet Medine’de kaldıktan sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından Hadramut’a vali tayin edildi.
Daha sonraları Kûfe’ye yerleşen, Sıffîn’de Hz. Ali’nin yanında yer alan Vâil İbni Hucr, 71 hadis rivayet etmiştir. Muâviye devrine kadar yaşadığı bilinmektedir.
Allah ondan razı olsun.
Aşağıdaki hadisle birlikte açıklanacaktır.
- Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Benden sonra adam kayırma olayları ve görmeye alışmadığınız işler meydana gelecektir” buyurdu. Bunun üzerine ashâb-ı kirâm:
- Yâ Resûlallah! Bizden o günleri görenlere ne emredersiniz? diye sordular.
Şöyle cevap verdi:
- “Yapmanız gereken görevleri yaparsınız, hakkınız olan şeyin size verilmesini Allah’tan niyâz edersiniz.” (Buhârî, Fiten 2, Müslim, İmâre 45. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 25)
- Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Bir önceki hadîs-i şerîfte Resûl-i Ekrem Efendimiz’e, haksız ve zâlim idarecilere nasıl davranmak gerektiği sorulmuştu.
Bu hadiste de adam kayırma türünden bazı haksız işler görüldüğü zaman nasıl davranmak gerektiği sorulmaktadır.
Peygamber Efendimiz’in her iki soruya da aynı cevabı verdiğini görmekteyiz. Kısacası demek istiyor ki, herkesin bir görevi vardır; siz yönetilenler olarak kendi görevinizi yerine getirin. Sizden istenen zekâtı verin. Cihâda çağrıldığınız zaman kaçmayın ve yöneticilerin diğer meşrû emirlerine uyun.
Yönetenlerin görevini de Efendimiz, herkese eşit ve âdil davranmak ve halkın hakkını vermek şeklinde belirtti. Yöneticiler görevlerini yapmadıkları takdirde ise, onlara isyan etmenin, ihtilâl yaparak hak aramaya kalkmanın doğru olmayacağını söyledi ve o zaman “Hakkınızın size verilmesi için Allah’dan yardım dileyin”, buyurdu. Yâni zâlim idârecileri ıslâh etmesini veya onları milletin başından defedip lâyık olanları getirmesini Allah’tan dilemeyi tavsiye etti.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem başka hadislerinde, ileride pek çok adam kayırma olayı meydana geleceğini hatırlatmakta ve âhirette Kevser havuzu başında kendisiyle buluşuncaya kadar bu tür olaylara sabredilmesini tavsiye buyurmaktadır (Buhârî, Humus 19, Menâkıb 25; Müslim, Zekât 132, 139).
Konumuzla ilgili bütün hadisler bir arada düşünüldüğü zaman görülüyor ki, Resûl-i Ekrem Efendimiz, milletin birliğinin bozulmaması için bu nevi haksızlıklara sabretmeyi tavsiye etmekte, sabredenlerin kendisini Kevser havuzu başında bulacağını, böylece sabrının karşılığını göreceğini söylemekte, orada mazlumların zâlimlerden hakkını alacağını ve üstelik cennette pek çok ikrama kavuşacağını belirtmektedir.
- Hadislerden Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?
- Müslüman devlet başkanları, hadiste işaret buyurulan kötü idarecilerden olmamak için gayret göstermeli, tercihlerinde kimseye haksızlık etmemeli ve herkese hakkını titiz bir şekilde vermelidir.
- Halk da görevini yapmalı, haksızlıkla karşılaşınca halini Allah’a arzedip ondan yardım istemelidir.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
YORUMLAR