Önünden Kadın Geçmesi Namazı Bozmaz Diyenler

Namaz kılanın önünden kadın geçerse namaz bozulur mu? Önünden kadın geçmesi namazı bozmaz diyenlerin atıfta bulunduğu hadisler.

Aişe radıyallahu anha’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılıyordu ben de kıble ile Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem arasında bulunuyordum. Şu’be: Ben Aişe radıyallahu anha’nın “hayızlı olduğum halde” dediğini zannederim, dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 112/710)

Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadis-i Zührî, Ata, Ebû Bekir bin Hafs, Hişam bin Urve, Irak bin Mâlik, Ebûl Esved, Temim Bin Seleme olmak üzere hepsi Urve’den o da Hz. Aişe’den rivâyet etti.

Yine Ebû’d-Duha, Mesruk’tan o da Aişe’den ayrıca, Kasım bin Muhammed ve Ebû Seleme de Aişe’den bu hadis-i rivâyet ettiler. Ancak onlar Hz. Aişe’nin: “Halbuki ben hayızlı idim,” sözünü zikretmediler.

*

Aişe radıyallahu anha’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yattığı yatakta, Aişe kıble ile Rasûlullah arasında enine yatmış uyur olduğu halde, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem gece kıldığı namazını kılardı. Vitir namazını kılmak isteyince Aişe’yi de uyandırır o da vitir kılardı. (Ebû Dâvûd, Salât, 112/711)

*

Aişe radıyallahu anha’dan:

Aişe radıyallahu anha; biz kadınları eşek ve köpeğe (namazı bozmakta) denk tutuşunuz ne çirkin şey. Ben Rasûlullah’ın önünde enine yatmış uyur olduğum halde namaz kıldığını gördüm. Secde etmek isteyince ayağını dürter, ben de ayağımı kendime doğru toplardım. Sonra secde ederdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 112/712; Buharî, Ebvâbu’s-Sütre, b. 14, s. 130, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 51, n. 512, s. 366, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-Kıble, b. Er-Ruhsat fi’s-Salât, halfen naîm, n. 760, s. 67, c. 2; İbn-i Mâce, Kitâbu’s-Salât, b. 40, n. 956, s. 307, c. 1; Buharî, Ebvâbü’s-Sütre, b. 10, S? 128, c. 1; Nesêi, Kitâbu Kıble, b. 67, s. 67, c. 2)

*

Aişe radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Ayaklarım Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önünde olduğu halde uykuda bulunurdum. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de gece namazı kılardı. Secde etmek istediği zaman ayaklarıma vururdu. Ben ayaklarımı toplardım o da secde ederdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 112/713; Buharî, Kitâbu’l-Ebvâbü’s-Sütre, b. 14, s. 130, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 51, n. 512, s. 366, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-Kıble, b. 67, s. 67, c. 2)

*

Aişe radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kıblesinde enine olarak uyurdum. Ben önünde olduğum halde, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılardı. Vitir kılmak istediği zaman (Osman şunu ziyade etti) beni dürterdi. Sonra Osman ile Bişr ittifak ettiler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Aişe radıyallahu anha’ya:

“Bir kenara çekil de (vitir namazını kılayım) buyururdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 112/714)

Hadisin Açıklaması

Gamz: Sıkmak demektir. Burada dürtmek manâsında kullanılması daha uygun düştüğünden, dürtmek diye tercüme ettik.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

NAMAZDA MEKRUH OLAN ŞEYLER

Namazda Mekruh Olan Şeyler

NAMAZDA YAPILMASI MEKRUH OLAN DAVRANIŞLAR

Namazda Yapılması Mekruh Olan Davranışlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.