Örnek Alınacak İnsanlar
Hizmet ehli, her şeyden önce etrafına sağlam bir karakter sergileyebilmelidir. Zira insanlar, sağlam karakterli, vakarlı, örnek şahsiyetlere hayran olur ve onları örnek alarak peşlerinden giderler.
Hazret-i Mevlânâ şöyle buyurur:
“Allah aşkı için çalış, Allah aşkı için hizmette bulun. Halkın kabûlü veya reddiyle senin ne işin var? Bu fânî dünya pazarında sana bol bol kazandıracak bir müşteri olarak Allah kâfî değil mi? Allah’tan alacağın karşısında insanların verebilecekleri ne ki!.. O hâlde gözünü ve gönlünü insanlardan gelecek teşekkürlere değil, Allah’tan gelecek mazhariyete döndür!..”
HİZMET İNSANI İSTİKÂMET ÜZERE OLMALI
Hülâsa, her işi Allah rızâsı için yapma düşüncesi, hizmet ehlinde tabiat-i asliye hâline gelmelidir.
Hizmette bulunan kimseler, Allâh’ın kendilerine ihsanda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehidler ve sâlihlerin izlediği dosdoğru yoldan, yani istikâmetten ayrılmamalıdırlar.
İnançta, sözde, amelde, velhâsıl her hususta Allâh’ın rızâsına muvâfık davranmak demek olan istikâmete riâyet edenler, âyet-i kerîmede şöyle medhedilmişlerdir:
“Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip sonra istikâmet üzere bulunanların (ölümleri ânında) üzerine melekler iner ve onlara: «Korkmayın, üzülmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!» derler.” (Fussilet, 30)
İNSANLAR ONLARI ÖRNEK ALARAK PEŞLERİNDEN GİDERLER
Hizmet ehli, her şeyden önce etrafına sağlam bir karakter sergileyebilmelidir. Zira insanlar, sağlam karakterli, vakarlı, örnek şahsiyetlere hayran olur ve onları örnek alarak peşlerinden giderler. Nitekim insanlar, tarih boyunca dâimâ Allâh’a dâvet eden, nefisleri tezkiyeye çalışan, gönülleri Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye istikâmetinde irşad ve ihyâ eden, takvâ hayâtı yaşayan ve kendini Allah yoluna adamış olan Hak dostlarına hayran olup onları tâkip etmişlerdir.
Bu kıymetli zâtlar, zevk u safânın ağına düşerek eriyip gidenlerin aksine, yüksek bir ahlâk, fazîlet, zarâfet ve feyizli bir hizmet sergilemişlerdir. Öyle ki, dünyevî saltanat ve ihtişam, böyle Hak dostlarının gönüllerini hiçbir fiyata satın alamamış, dünyânın hiçbir mevkî ve makâmı onları mübârek gâyelerinden ve mukaddes vazifelerinden ayıramamıştır.
Onlar, maddecilik tûfânında boğulmak üzere olan kitlelerin âdeta sığınağı ve barınağı gibidirler. Sultanlar, vezirler, devlet erkânı, halkın bedenlerine ve cisimlerine hükmedebilirken; Hak dostları, gönüllere taht kurmuşlardır. Onlar, hiçbir maddî menfaat gütmeden halka fedâkârâne hizmet ettiklerinden, aşk ve vecd dolu îman hâlleri, büyük bir tesir bereketine mazhar olmuştur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları