Orucun Hikmetleri
Oruç, sadece uzuvlarla tutulmamalı, gönlün de nasîb aldığı duygulu ve feyizli bir ibâdet olarak icrâ edilmelidir. Nitekim yalnız mîdeyi aç bırakarak tutulan oruç hakkında Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “O kişiye yalnız açlık ve susuzluk kaldı.” buyurmuştur.
Oruç şu hasletleri bize kazandırmalı:
- Nimetlerin kadrini bildirmektedir.
Yarım gün oruç tutuyoruz, tâkatten düşüyoruz. Âcizliği tadıyoruz. Alışkanlık hâlinde içinde yüzdüğümüz nimetlerin farkına, onlardan muvakkaten uzak kalınca varıyoruz. Cenâb-ı Hak bize devamlı ikram ediyor. Su ne büyük nimet! Meyveler, sebzeler, istifademize sunulan mahlûkat… Hepsi bizim için… Rabbimiz’in ne büyük ikrâmı ve lutfu!
- Oruç, şükran hisleri uyandırmaktadır.
Bir bardak su ikram edene vicdânen teşekkür etmek ihtiyacı hissediyoruz. Bize bu kadar ihsanda bulunan Rabbimiz’e nasıl şükredeceğiz?
Hamd, şükür, teşekkür, zikir hâlinde olacağız.
- Oruç nefsânî arzu ve temâyülleri bertarâf etmektedir.
Oruç, içimizdeki nefis ve enâniyet canavarını zabt u rabt altına alan ve böylelikle insanın derûnundaki merhamet ve şefkat duygularının inkişâfını sağlayan rûhî bir disiplindir.
Merhamet ve şefkatimizi bütün fânî sevdaların üzerine yükseltemez isek kendimize yazık etmiş oluruz.
- Oruç, bizi maddenin esâretinden kurtarıp «sabır» denilen en yüksek ahlâkî meziyete eriştirmektedir.
Sabır; tahammülü güçlendirir, stresleri bertarâf eder.
Asr-ı saâdette stresli, bunalımlı kimse yoktu. O devirde psikiyatrik rahatsızlıklar mevcut değildi. Çünkü sahâbî her türlü sıkıntı karşısında; «Secde et ve yaklaş!» emrine uyarak secdelerle Rabbine ilticâ ediyordu. «Sahibim var!» diyerek Yaratanına sığınıyordu. Her teselliyi Cenâb-ı Hak’ta buluyordu.
Ayrıca fazîletler içinde yaşanan kardeşlik hukuku sayesinde zekât, sadaka ve infâk ile her mü’min birbirine istinadgâh idi. Veren alana teşekkür, alan da verene duâ hâlindeydi.
- Oruç, mazlumların ve muhtaçların; «Acıyın bize!» diye yükselen sessiz feryatlarının en güzel tercümânıdır.
Merhamet ve şefkatimizi bütün fânî sevdâların üzerine yükseltemez isek, kendimize yazık etmiş oluruz.
- Oruç sayesinde helâllerden bile el çekmek, haram ve şüphelilere karşı daha güçlü bir şekilde mukavemet edebilecek sağlam bir iradenin inşasına yardımcı olur.
- Oruç, yoksulların ve çaresizlerin hâlinden anlama şuûru kazandırmaktadır.
Yani oruç bize kardeşlik hukukumuzu hatırlatmakta. Bizi bencillikten çıkarıp diğergâm hâle getirmekte.
Âyet-i kerîmede buyurulur:
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ
“Mü’minler ancak kardeştirler…” (el-Hucurât, 10)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Temmuz 2015, 125. Sayı
YORUMLAR