Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’den 15 Temmuz Mesajı

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin seneidevriyesi dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin seneidevriyesinde yazılı bir mesaj yayınladı.

15 TEMMUZ MESAJI

Dînimizin, vatanımızın ve ümmet-i Muhammedʼin bugünlere ulaşması; şehidlerin, gâzilerin, yiğit askerlerin, fâtihlerin, ihlâslı müʼminlerin, takvâ ehli âlim ve âriflerin fedakârca gayretlerine Cenâb-ı Hakkʼın lûtfettiği bereketin bir neticesidir.

Şanlı tarihimizde olduğu gibi, sene-i devriyesinde bulunduğumuz 15 Temmuz 2016 hâin darbe teşebbüsünde de aziz milletimiz, kendini bombaların ve kurşunların önüne atarak, canı pahasına dînine, îmânına, namusuna, vatanına, bayrağına, tarihine, şerefine, irâdesine ve istiklâline sahip çıktı.

Sanki o gece şehidler diyarı Çanakkale’den milletimizin gönül iklimine rûhâniyet meltemleri esti. Cenâb-ı Hakk’ın nusret ve inâyetiyle, aziz vatanımız, âdeta uçurumun kenarından döndü.

“–Şehid düşersek abdestli olalım.” diye, şehâdete kolları sıvayan yiğitlerin candan fedakârlık ve gayretleri vesîlesiyle, ülkemize dair hâin emeller besleyen karanlık mihrakların oyunu bozuldu, planları akamete uğradı.

Cenâb-ı Hakk’a, bu çetin bâdireden kurtuluş lûtfettiği için tekrar tekrar hamd eder, vatanımızı ve bütün müslüman ülkeleri böyle felâketlerden muhafaza buyurmasını niyâz ederiz.

Lâkin istiklâl şairimiz Âkif’in dediği gibi:

Târîhi tekerrür diye târîf ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?..

Dolayısıyla geçmişteki acıları unutmayıp gereken ibretleri alalım ki, istikbâlde de benzeri felâketlere mâruz kalmayalım.

Unutmayalım ki, Allâh’ın büyük bir lûtfu ve ecdâdımızın muazzez bir emâneti olan vatanımız, bizden her dâim vefâ bekler. Toprağı vatan yapan, onun uğrunda dökülmüş ecdâdın şehâdet kanıdır.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!

diyen Mehmed Âkifʼin de ifade ettiği gibi şehid ecdâdına lâyık bir nesle düşen vazife de, canı ve kanı pahasına da olsa, vatanını koruyup kollamaktır.

Dolayısıyla, bilhassa genç nesillerimizin gönülleri; millî ve mânevî değerlerine sahip çıkacak hayırlı bir evlât olarak yetişmenin heyecanıyla dolu olmalıdır.

Zira yine Mehmed Âkifʼin ifade ettiği üzere:

Sahipsiz olan memleketin batması haktır,

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır!

Bu vesîleyle Rabbimiz’den 15 Temmuz şehidlerimize rahmet, yakınlarına sabr-ı cemîl, gâzilerimize de sıhhat ve âfiyet niyâz ederiz.

Bugün gasp edilmiş Filistin, yangın yerine dönmüş İslâm ülkeleri, birer ibret levhâsı hâlinde önümüzde durmaktadır. Aziz vatanımızla birlikte bütün mahzun ve mazlum İslâm coğrafyası da bizden vefâ ve duâ beklemektedir.

Cenâb-ı Hak -Gazze ve Batı Şerîa başta olmak üzere- düşman işgâli ve ablukası altında çetin bir sabır imtihanından geçen bütün mazlum kardeşlerimize, tez zamanda kurtuluş ve zafer nasîb eylesin. Mazlumların ümit ışığı olan aziz milletimize birlik, beraberlik, firâset, basîret, âfiyet ve saâdet ihsân eylesin. Şerirlerin şerlerinden, her türlü kazâ, belâ ve musibetlerden vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammedʼi muhafaza buyursun. Bütün insanlığa hidâyet ve huzur ihsân eylesin.

Âmîn!..

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.