Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Kamuoyu Açıklaması

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi son günlerde kendisi ve zincir marketler ile ilgili çıkan asılsız haberlerle ilgili açıklama yaptı.

Son günlerde sosyal ve geleneksel medyada zincir marketler üzerinden dönen tartışmalarda ‘bazı çevreler’ şahsımı, ailemizi ve camiamızı kasıtlı bir şekilde polemiklere konu ederek kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktadır.

Bir aile geleneği olarak uzun yıllar devam ettiğim aktif ticarî hayatımı 30 yıl önce sonlandırdım. İçinde bulunduğum hayır kuruluşlarının ticarî şirketlere dönüşmemesi için gösterdiğim hassasiyet de bizi yakinen tanıyan herkesin malumudur.

Mesaimin tamamını başta Kur’an hizmetleri olmak üzere ilim, irfan ve hayır işlerine teksif etmeye gayret gösteriyorum. Cenâb-ı Hakkʼın izniyle son nefesime kadar da bu istikamette yürüme niyet ve arzusu içindeyim. Bu dünyada fânîlik ve acziyetimizi idrâk ederek Rabbimizʼe hakikî bir kul olabilmek, bizim için payelerin en büyüğüdür. Bunun dışındaki her türlü menfaat, çıkar ve yakıştırmadan Allah’a sığınırız.

Camiamız adına yapılan her türlü hayır faaliyeti; aziz vatanımızın bekası, milletimizin birlik, dirlik ve beraberliği ile İslâm dünyasının ve bütün insanlığın selâmetini gözetmektedir.

Bugüne kadarki duruşumuz herkesçe bilinmektedir. Farklı politik ya da ticarî çıkarlara alet edilemeyecek bu duruşun, kimi çevreler tarafından istismar edilmesi asla kabul edilemez.

Kamuoyunun art niyetli polemiklerle meşgul edilmesi, şahsım, ailem ve camiamız adına üzüntü vericidir.

Bu tartışmaların bir an evvel nihâyete ermesi ve art niyetlilerin ıslahı için duâ ettiğimizi saygılarımızla arz ederiz.

Osman Nuri Topbaş

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Biz sizi iyi tanıyoruz efendim , camiayı da tanıyoruz . 40 yıldır sizi tanıyoruz ve Elhamdülillah diyoruz ki lekesiz bir şahsiyetsiniz. Ve buna yemin ederiz . Düacıyız kıymetli hocam size ve şerefli ailenize ve dahi camiaya...

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.