Osmanlı Padişahlarının Hayatı Çizgi Roman Oldu

Osmanlı Devleti'nin 6 yüzyıldan fazla süren tarihi boyunca tahta çıkan 36 padişahın hayat hikayeleri, çizgi roman olarak yayımlandı. Padişahların hayatını çizgi romana uyarlayan ressam Yüksel Akman, kitabı hazırlarken 5 bin sayfaya yakın tarih metni okuduğunu belirterek, "Uydurma hiçbir bilgi yok. Sadece savaş sahnelerini, o günleri yaşamadığım için hayalimi zorlayarak çizdim"​ dedi.

Osmanlı Devleti'nin 6 yüzyıldan fazla süren uzun tarihi boyunca tahta çıkan 36 padişahın hayat hikayeleri, Çamlıca Basım Yayın tarafından çizgi roman olarak yayımlandı.

"UYDURMA BİLGİ YOK!"

Osmanlı padişahlarının hayatlarını çizgi romana uyarlayan ressam Yüksel Akman, projenin 4 yılda tamamlandığını söyledi.

Akman, "Osmanlı padişahlarının çizgi romanını hazırlarken 16 bin sayfaya yakın tarih metni okudum. Uydurma hiçbir bilgi yok. Sadece savaş sahnelerini, o günleri yaşamadığım için hayalimi zorlayarak çizdim" dedi.

"BÜTÜN PADİŞAHLARI ÇİZGİ ROMAN HÂLİNE GETİRDİK"

Okuduğu tarih metinlerini öyküleştirip, özetleyip çizgi roman haline getirdiğini belirten Akman, "Metin yazarlığı da bana ait. Tarihin gerçeklerinden şaşmadan, uydurma bir şey koymadan tarih tarih okuyarak yazdım. Her padişahın çocukluğundan başlayıp, tahta çıkışını, saltanatı döneminde yaşananları kronolojik olarak işledim" diye konuştu.

Akman, projeye ilk başladığında ön planda olan padişahlar Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatlarını çizgi roman haline getirdiğini ifade ederek, "Yayınevi ile tanışınca bütün padişahları çizgi roman haline getirmeye karar verdik" ifadesini kullandı.

SIRADA 16 TÜRK DEVLETİ VAR

Hayatlarını çizgi roman haline getirmek istediği tarihi şahsiyetler arasında Mimar Sinan, Yunus Emre ve Mevlana'nın da bulunduğunu anlatan Akman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yalnız Mimar Sinan'ın hayatını çizgi roman haline getirebildim. Diğer şahsiyetler şimdilik kaldı. Şu anda büyük Osmanlı denizcilerini işliyorum. Barbaros Hayrettin Paşa, Kemal Reis, Piri Reis ve Oruç Reis. Bunlar bittikten sonra Cumhurbaşkanlığı Forsu'nda yer alan 16 Türk devletinin çizgi romanını hazırlayıp, ansiklopedik olarak tek kitapta toplamayı düşünüyorum.

"TARİHİ YAŞAYARAK ÇİZİYORUM"

Tarihi olayları çizerken adeta o tarihi anları yaşadığını dile getiren Akman, şunları söyledi:

"Ben padişahların portresini çizerken adeta yaşıyorum. Savaş sahnelerini çizerken zaferlerde mutlu oldum, yenilgilerde gerildim ve çok üzüldüm. Tekrar yükseliş devri başlayınca rahatlamalar yaşadım. Kalp rahatsızlığı da geçirdim. Belki bunda etkisi vardır. Kurgularken konsantre olmak lazım. Benim yaptığım iş aslında tek kişinin yapacağı bir iş değil. Bir ekip tarafından yapılması gerek."

"OSMANLI TARİHİ, İSLÂM TARİHİNİN SON KISMIDIR"

Her biri 64 sayfadan oluşan çizgi romanları yayımlayan Çamlıca Basım Yayın Genel Yayın Yönetmeni Ömer Faruk Yılmaz, günümüzde çocukların ve gençlerin büyük bir kültür erozyonuna uğradığını belirterek, "Osmanlı padişahlarının çizgi roman şeklinde çocuklarımıza ve gençlerimize öğretilmesi, geleceklerini inşa ederken sağlam temellere basmasının sağlanması için bu seriyi hazırladık" dedi.

Yılmaz, Osmanlı tarihinin, İslam tarihinin son kısmı olduğunu vurgulayarak, "İslam kültür ve medeniyetinin son temsilcisi Osmanlılardır. Onların yaşadıkları uzun yüzyıllar denilebilir ki İslam kültür ve medeniyetinin zirvesidir. Osmanlı'yı İslam medeniyetinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Onlar her şeylerini İslam üzere tanzim ettiler. Yaptıkları her işi İslam'ın temellerine oturtarak yaptılar" görüşünü dile getirdi.

"Çizgi romanlarda padişahların devirlerinin bir nevi panoramasını yaptık" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Padişahların hemen hemen her hususiyetlerini vermeye çalıştık. Çizgi romanı okuyan ve takip eden bir okuyucumuza, padişahları ve devrini genel hatlarıyla tanıma imkanı sağlıyor. Amacımız çocuk, genç, yetişkin herkesin çizgi roman tadında okuyabileceği eserlerle ecdadını tanımasını sağlamaktır."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.