Osmanlı Son Dönemine Ait Görülmemiş Fotoğraflar

Osmanlı'nın son dönemine ait fotoğraflar gün yüzüne çıktı. İlk defa göreceğiniz fotoğraflar Osmanlı'nın son dönemine ışık tutuyor.

İşte birbirinden ilginç ilk kez yayımlanan Osmanlı dönemine ait fotoğraflar...

1845 yılında İrlanda`daki kıtlık sebebiyle İrlanda`ya yardım edilmesi ve İrlanda`dan Osmanlı Sultanı`na şükran mektubu

1845 yılında İrlanda`daki kıtlık sebebiyle İrlanda`ya yardım edilmesi ve İrlanda`dan Osmanlı Sultanı`na şükran mektubu

1845 yılında İrlanda`daki kıtlık sebebiyle İrlanda`ya yardım edilmesi ve İrlanda`dan Osmanlı Sultanı`na şükran mektubu2

Balkan Savaşları`nda Osmanlı ordusuna destek için Hindistan`dan gelen Müslüman sağlık ekibi

Bir hamile kadın ve onun bebeğinin mezar taşı 1735

Dünyanın ilk siyahi pilotu olan Ahmet Ali Efendi, 1916

Eminönü, İstanbul, 1910`lar

Emirgan`da Balıkçılık,1900`ler

Endonezya Sumatra`da Sultan Reşad Posteri, 1910

Filistin`de Osmanlı Yönetiminin Sonu, 1917

İlk Elektrikli Tramvay, Şam 1905

İstanbul Futbol Turnuvası İdman Yurdu - Galatasaray maçı, 1915

İstanbul Tulumbacıları, 1913

Kağıthane Deresinde Piknik, 1900

Kurban Bayramı 1911

Kurban Bayramı, 1911

Libya`da Osmanlı Yönetiminin Sonu, 1912

Mekteb-i Askeriye-i Şâhâne üyelerinin jimnastik gösterisi, İstanbul, 1898

Osmanlı Askerleri, İstanbul, 1. Dünya Savaşı

Osmanlı Hicaz Demiryolu, Şam-Hayfa Hattı

Osmanlı Kudüs`ü, Ağlama Duvarında Yahudiler, 1900`ler

Osmanlı Mesudiye Zırhlısı Topçusu, 1896

Osmanlı Mısır Nil Filosu

Osmanlı Postacıları, 1900`ler

Osmanlı Talebeleri, 1914

Osmanlı askerleri dua ediyor, Sina, Mısır

Osmanlı Üretimi Bir Enjektör Makinası, 1895

Samsun`dan Osmanlı Gençleri, 1908

Sudanlı Arap Musa, Osmanlı ordusuna hizmetlerde bulunmuş bir kahraman.

Sultan Mehmed Vahdeddin`in Tahta Geçişi, 1918

Sultan Vahdeddin`in Malta`daki Sürgün Günleri, 1922

Süveyş Kanalı`nda Osmanlı Topçuları

Şam`da bir okulda bulunan kitap ciltleme atölyesi

Türkler tarafından yakalanan Fransız denizaltısı Turkuaz`ın onarımı yapılırken.

Kaynak: TRT Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.