Osmanlı Sosyal Düzeni Nasıl Korudu?
Osmanlı’da vakıf duyarlılığı o kadar zirveleşmişti ki, bunlar sadece insanları değil, hayvanları, hattâ bitkileri bile şümûlüne alan bir genişlik kazanmıştı.
Osmanlılarda yaralı kuşlara, hasta hayvanlara ve göç edememiş olan leyleklere bakmak için tedâvi merkezleri kurulmuş ve bunların masrafları bu maksatla kurulan vakıflarca karşılanmıştır.
Diğer taraftan yaşlı ve kimsesiz hanımları korumak için kurulan vakıflar da câlib-i dikkattir. Bunlar, doğrudan yardım yaparak bu ihtiyar hanımların onur ve haysiyetlerini zedelememek için, onlara temizlenmiş, yıkanmış ve taranmış yün temin eder ve o ihtiyarlar da bunları eğirip iplik hâline getirirlerdi. Onların âhir ömürlerini huzur içinde geçirebilmeleri için bu emeklerinin mukâbilinde onlara dolgun ücretler veren vakıf yetkilileri, bu hizmetleriyle kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışan bu ihtiyarların, emekleriyle geçinmesine yardımcı olurlardı.
Bununla alâkalı olarak Osmanlı topraklarında geçirdiği zaman zarfında gördükleri karşısında hayretler içinde kalan Fransız Comte de Bonneval, şaşkınlık içinde: “Osmanlı ülkesinde verimsiz ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler bile görmek mümkündür.” demiştir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Vakıf İnfak Hizmet, Erkam Yayınları, 2013, İstanbul