Osmanlı’da Devlet Adamlarının Vasıfları Nelerdir?

1400 yıllık İslâm ta­rihi içinde İslâm’ı mükemmele en yakın bir seviyede anlayıp gerçekleştirmek ve onu hâricî düşmanlarına karşı korumak yönünden Osmanlı asırları, asr-ı saâdetten sonraki en yüce devirlerdir. Bu mükemmelliği temin eden temel unsurların başında da hiç şüphesiz devlet adamlarının üstün vasıflı oluşu gelir.

Osmanlı’da devlet adamları, dâimâ iki kategori teşkil etmişlerdir:

  1. Kılıç ehli (mücâhidler kadrosu),
  2. Kalem erbâbı (ulemâ sınıfı).

Ne yalnız maddî bir güçle ve ne de sırf ilim ve ahlâk ile bir devleti uzun bir müddet ayakta tutmanın mümkün olmayacağı âşikârdır. Bunlar, azamet ve ihtişam devirlerinde tam bir âhenk ve bütünlük içerisinde zirveleşmişlerdir. Yıkılış zamanlarında ise -burada îzâhı uzun sürecek sebeplerle- hem seviyelerinde düşüş olduğu, hem de aralarındaki bütünlük ve ittifâkın kaybolduğu görülür.

Gâyemiz; kronolojik bir Osmanlı ta­rihi yazmak olmayıp sırf günümüze ışık tutacak, genç nesillere ruh ve heyecan aşılayacak bâzı nirengi şahsiyetleri anlatabilmek olduğundan, burada sayısız misâller içinden ancak birkaç kılıç ehli ve kalem erbâbı şahsiyeti anlatmakla iktifâ edeceğiz.

Bunlar içinde “sahibu’s-seyfu ve’l-kalem”, yani hem kılıcı hem de kalemi kullanan insanlar mevcut olduğu gibi zâhir ve bâtını birleştirmiş ve bu sebeple kendilerine “zü’l-cenâhayn” (iki kanatlı, iki vecheli) denilen şahsiyetler de pek çoktur. Pâdişahlardan paşalara kadar ele aldığımız şahsiyetler içinde bu vasıfları hâiz bulunanlara yer yer işâret etmiş bulunmaktayız.

Fakat kılıç erbâbıyla alâkalı birkaç misâl nakletmek istediğimizde, bunları, bilhassa Osmanlı ta­rihinin “yükseliş” zamanından değil de “duraklama ve gerileme” başlığı ile anlatılması mûtad bir hâle gelmiş olan son devirlerden seçmiş bulunmaktayız. Bunun sebebi şudur:

Büyüklüğün bir bütün olduğu ve şahıslar ile müesseselere de şâmil bulunduğu, âşikâr bir gerçektir. Küçülüş ve çöküş de böyledir. Ancak ele aldığımız misâllerde görülecektir ki, şartlar iyi değerlendirildiği zaman birçok menfîliğe rağmen yine de büyük ve şerefli zaferler ve ilmî başarılar kazanılabilmektedir.

Bu, vasıflı şahsiyetlere bağlı bir keyfiyettir ki, bunu zamanımıza naklettiğimizde ümitsiz olmanın abesliği bâriz bir şekilde tezâhür eder. Yeter ki, insan yetiştirmeye ve ta­rihten ibret almaya lâyıkıyla ihtimam gösterilebilsin...

İşte size Özdemiroğlu Osman Paşa, Tiryaki Hasan Paşa ve Abdülezel Paşa gibi bütün imkânsızlıklara rağmen dâsitânî zaferler kazanmış üç büyük şahsiyet…

Bu şahsiyetler, devlet adamlarının üstün vasıflara sahip olduğu zamanlarda dâhilî ve hâricî tahammülü güç menfîliklere rağmen, ne denli parlak başarılar elde edilebileceğini gösteren, üç tipik misâldir. İfâde etmek isteriz ki, bunlardan alacağımız dersle insan yetiştirmeye lâyıkıyla ihtimam ettiğimiz takdirde aşamayacağımız bir güçlük tasavvur olunamaz…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.