Osmanlı’da Ramazan Sofraları

Osmanlı’da Ramazan sofraları nasıldı? Osmanlı sofralarında Ramazan…

Ramazan gelince, aklımıza hep o eski “Osmanlı Sofraları” gelir. Meşhur “Osmanlı Ramazan Sofraları” iki aşamalıdır. İftâriyeliklerle başlayan birinci fasıl, biraz aradan sonra devam eden ve asıl yemeklerin ikram edildiği ikinci fasıl… Birinci aşama, uzun süren açlığın ardından yenilen ağır yemeklerin mideyi rahatsız etmemesi, akşam namazının gafletten uzak, huzur-ı kalb ile îfâ edilmesi içindir.

Akşam namazları kılındıktan sonra geçilen ikinci bölümde çorba, yemek ve tatlılar eşliğinde yapılan hoş sohbetler, unutulmayan doyumsuz lezzetlerdendir.

OSMANLI’DA RAMAZAN SOFRALARI

İşte Osmanlı’yı masamıza taşıyıp, soframızı renklendirecek o eşsiz iftâriyelikler…

Göbekli Naneli Cacık

Malzemeleri:

  • 200 gr. süzme yoğurt
  • 3 kaşık mayonez
  • Yarım demet taze nane
  • 2 diş sarımsak
  • 2 adet salatalık
  • Yarım demet dereotu
  • Yarım göbek marul, tuz

Yapılışı:

Süzme yoğurdu büyük bir kaba ve 2 çorba kaşığı su ve mayonez ekleyerek çırpılır. Kıyılmış dereotu, taze nane, dövülmüş sarımsak ve tuz eklenerek yoğurt çırpılır. Salatalık, kabukları alacalı soyularak küpler hâlinde doğranır. Göbek salata çok ince kıyılıp yoğurtlu karışıma eklenir. Dereotu ve kıyılmış marul yaprakları ile süslenir.

Kırmızı Biberli Salata

Malzemeleri:

  • Közlenmiş kırmızı biber
  • Limonlu suda haşlanmış mantar
  • Mısır
  • Yeşil soğan
  • Dereotu
  • Göbek salata

Sosu için:

  • Zeytinyağı
  • Limonsuyu
  • Tuz
  • Nar ekşisi

Yapılışı:

Bütün malzemeler doğranıp karıştırılır. Zeytin yağ, limonsuyu, tuz ve nar ekşisi çırpılıp salatanın üzerine gezdirilir.

Patates Yatağında Köfte

Malzemeleri:

  • 300 gr. Kıyma
  • 1 küçük soğan
  • 2 dilim ekmek içi
  • 4 büyük patates
  • Tuz, karabiber, kimyon
  • 4-5 dal maydanoz
  • 1 su bardağı domates suyu
  • 2 kaşık zeytinyağı
  • 2 diş sarımsak
  • 100gr. kaşar peyniri
  • Kızartmak için sıvıyağ

Yapılışı:

Köfteyi hazırlamak için soğan soyup rendelenir. Suyu sıkılıp süzülür. Ekmek içi, su ile ıslatılıp onun da suyu sıkılır. Bir tabakta kıyma, ufalanmış ekmek içi, soğan, maydanoz, tuz ve baharatlar ilave edilip karışım yoğrulur.

Kıymadan küçük parçalar alınıp yuvarlanılır ve kızgın yağda kızartılır. Köftenin fazla yağını çekmesi için altına kağıt havlu koyulabilir. Domates suyu, iki kaşık zeytinyağı ve dövülmüş sarımsak ile karıştırılır.

Patatesler yıkanıp kabukları ile beraber haşlanır. Kabukları soyulup enine ikiye kesilir. Bir kaşık yardımıyla içi çukurlaştırılan bu patatesler, fırın tepsisine yerleştirilir. Köfteler, patateslerin üzerine pay edilerek, üzerine domates sosu gezdirilir ve rendelenmiş kaşar peyniri serpilir. Önceden ısıtılan 180 derecedeki fırında peynirler kızarana kadar pişirilir. Bu yemek, sıcak servis yapılır.

Peynirli Kırmızı Biber Sarması

Malzemeleri:

  • 8 adet kırmızı biber
  • 16 dal taze soğan
  • 200gr. rendelenmiş beyaz peynir
  • 1 su bardağı ceviz
  • 4-5 dal maydanoz ve dereotu
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağ

Hazırlanışı:

Biberler, fırın tepsisinde diri kalacak şekilde közlenir. Peynir, ceviz, maydanoz ve dereotu bir kâsede karıştırılır. Biberler soğuyunca kabuklarını soyulup çekirdekleri çıkartılır. Soğan dalları kaynar suya atılıp yumuşatılır ve rengini kaybetmemesi için ardından hemen soğuk suya konulur. Peynirli harçtan biberlerin içlerine konulup biberler, sarma sarar gibi sarılır ve soğan dalları ile bağlanır. Üzerlerine bir yemek kaşığı zeytinyağı gezdirilir. Âfiyet olsun.

Kaynak: Ruşan Kavaklı, Şebnem Dergisi, Sayı: 43

İslam ve İhsan

OSMANLI’DA RAMAZAN GELENEKLERİ

Osmanlı’da Ramazan Gelenekleri

ESKİ RAMAZANLAR NASILDI?

Eski Ramazanlar Nasıldı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.